past
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 466ana kullanım
PAST = [pa: st] adjective
1 geçmiş, eski * eşanlamlı : ancient, old, bygone, previous, former, prior * karşıtanlamlı : future
İngilizce örnek : He told me about his past experiences.
Türkçe çevirisi : Bana geçmiş deneyimlerini anlattı.
İngilizce örnek : In times past the standard of living was much lower than it is today.
Türkçe çevirisi : Geçmiş zamanlarda yaşam standardı bugün olduğundan çok daha düşüktü.
2 geçiyor * karşıtanlamlı : to
İngilizce örnek : It's a quarter past eight.
Türkçe çevirisi : Saat sekizi çeyrek geçiyor.
İngilizce örnek : It was already past eleven o'clock when I arrived.
Türkçe çevirisi : Vardığım zaman saat çoktan on biri geçiyordu.
3 geçmiş, bitmiş * eşanlamlı : over, finished, ended, done, gone
İngilizce örnek : It was past midnight when I finally arrived home.
Türkçe çevirisi : Sonunda eve geldiğimde vakit gece yarısını geçiyordu.
¤ preposition
-den sonra, -ın ötesinde * eşanlamlı : beyond, over, above
İngilizce örnek : Go past the fire station and turn right.
Türkçe çevirisi : İtfaiyeyi geç ve sağa dön.
İngilizce örnek : I go past their house every day.
Türkçe çevirisi : Her gün evlerinin önünden geçerim.
İngilizce örnek : We drove past your office on our way to the airport.
Türkçe çevirisi : Havaalanına giderken ofisinin önünden geçtik.
¤ noun
1 geçmiş zaman, geçmiş * eşanlamlı : history, long ago, olden days * karşıtanlamlı : present
İngilizce örnek : The past cannot be remedied.
Türkçe çevirisi : Geçmişin çaresi yoktur.
2 bir kimsenin geçmişi * eşanlamlı : life, background, experience, memories
İngilizce örnek : The company has a good past.
Türkçe çevirisi : Şirketin iyi bir geçmişi var.
İngilizce örnek : You must forget the past.
Türkçe çevirisi : Geçmişi unutmalısın.
3 dilb. geçmiş zaman
* past perfect tense = uzak geçmiş zaman
* simple past tense = -di'li geçmiş zaman
