Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 221eski = ezeli [öz Türkçe - eski terim]
eski = kadim [öz Türkçe - eski terim]
eski = sabık [öz Türkçe - eski terim]
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) 1. Çamaşır. 2. İşte giyilen frenk gömleği. 3. Çocukların ara bezi. 4. Çaput, bez parçası. 5. Kadınların manto yerine giydikleri uzunca bir giysi.
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) 1. Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı: «Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?» -N. Ataç. 2. Önceki, sabık: «Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal.» -A. Kutlu. 3. Geçerli olmayan. 4. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan. 5. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan: Eski öğretmen. 6. a. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey: «Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum.» -H. Z. Uşaklıgil. 7. a. alay Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz: Mebus eskisi. Müdür eskisi.
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) 1. Kene. 2. Kenelerin yaptığı bir çeşit koyun, keçi ve davar hastalığı, propilozmos. 3. Tavuk biti.
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) Bir görevde uzun süre çalışmış olan kimse.
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) Eskiye ait, eski devirden kalma arkaik, kalıntı.
ESKİ = (eski nedir; eski ne demek; eski İngilizcesi) Giysi, giyecek.
eski = atîk [Türkçe - Osmanlıca]
eski = atîka [Türkçe - Osmanlıca]
eski = dîrîn [Türkçe - Osmanlıca]
eski = dîrîne [Türkçe - Osmanlıca]
eski = esbak [Türkçe - Osmanlıca]
eski = jinde [Türkçe - Osmanlıca]
eski = kadim [Türkçe - Osmanlıca]
eski = köhne [Türkçe - Osmanlıca]
eski = kühen [Türkçe - Osmanlıca]
eski = medrûs [Türkçe - Osmanlıca]
eski = mütekaddim [Türkçe - Osmanlıca]
eski = sâbık [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words