• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

loss

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 694

biyokimya

teknik

LOSS = [los] noun
1 kayıp, kaybetme * eşanlamlı : deprivation, death, bereavement; failure, defeat
İngilizce örnek : He's very unhappy at the loss of so much money in the casino.
Türkçe çevirisi : Kumarhanede o kadar çok para kaybedişinden çok mutsuz.
2 zarar, ziyan * eşanlamlı : damage, unjury, harm, destruction; waste, deficit
İngilizce örnek : In spite of the firm making a loss last year, its shares have risen in value.
Türkçe çevirisi : Geçen yıl firma zarar etmesine rağmen hisseleri değer olarak çok arttı.
İngilizce örnek : The company has suffered a severe financial loss over the past year.
Türkçe çevirisi : Geçen yıl şirket ciddi bir parasal kayba uğradı.
* at a loss = şaşkın, afallamış * eşanlamlı : bewildered, confused, puzzled
İngilizce örnek : I am at loss, I don't know what to do.
Türkçe çevirisi : Şaşkınım, ne yapacağımı bilmiyorum.
İngilizce örnek : He is very sure of himself and never at a loss for an answer.
Türkçe çevirisi : Kendinden çok emin ve yanıt vermekte hiç şaşırmaz.
2 zararına
İngilizce örnek : The goods were sold at a loss.
Türkçe çevirisi : Mallar zararına satıldı.
* loss and gain = zarar ve kâr

1: 0 ms