Türkçe - İngilizce
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) İşleme faaliyetleri sırasında özellikle kuruma, buharlaşma, sızma veya gaz kaçağı şeklinde yitirilen ve imha olan kısım ile ekonomik değeri olmayan atıklar.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) Üretimde ortaya çıkan ve değersiz olan ürün artıklarıdır.
fire = eksinti [eski terim - öz Türkçe]
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) 1. Malların saklanması veya taşınması sırasında, kuruma, dökülme, bozulma gibi nedenlerle ortaya çıkan eksilme veya ağırlık kaybı. 2. Üretim sürecinde kullanılan hammaddelerin teknik özellikleri ve kullanış biçimlerine göre toz ve ufak parçalar biçiminde ya da buharlaşma yoluyla yok olması.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) Bir eşyanın yapımı için tüketilen toplam gereçle, tamamlanmış işteki gereç arasındaki fark.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) Daima, herzaman.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) Hayvan vergisi.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) Şırası çıkarılmış üzüm posası.
FİRE = (fire nedir; fire ne demek; fire İngilizcesi) tic. 1. Ağırlık yitimi. 2. Bir iş yapılırken çıkan artık parça. 3. sf. Eksik, noksan.
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 672 FIRE = ['fayı] noun
1 ateş, alev, yanma * eşanlamlı : burning, combustion, spark, flame, blaze
İngilizce örnek : We lit a camp fire and sat around it.
Türkçe çevirisi : Kamp ateşi yaktık ve onun çevresinde oturduk.
2 yangın
İngilizce örnek : All of her books burned up in the fire.
Türkçe çevirisi : Bütün kitapları yangında yandı.
İngilizce örnek : Much of the forest was destroyed in the fire.
Türkçe çevirisi : Ormanın büyük bir kısmı yangında mahvoldu.
3 parıltı, parlaklık * eşanlamlı : light, radiance, lustre, sparkle
4 ateş etme * eşanlamlı : bombardment, barrage, fusillade
İngilizce örnek : The captain ordered the troops to open fire against the enemies.
Türkçe çevirisi : Yüzbaşı askerlere düşmana ateş açmalarını emretti.
İngilizce örnek : They remained under fire the whole night, and several of them were wounded.
Türkçe çevirisi : Bütün gece ateş altında kaldılar, ve onlardan birkaçı yaralandı.
¤ verb
1 yakmak, tutuşturmak * eşanlamlı : ignite, light, set fire to, set on fire * karşıtanlamlı : extinguish
2 (silah) ateş etmek, atmak * eşanlamlı : shoot
İngilizce örnek : He fired without aiming.
Türkçe çevirisi : Nişan almadan ateş etti.
İngilizce örnek : They are firing the big guns.
Türkçe çevirisi : Büyük toplarla ateş ediyorlar.
3 tahrik etmek, teşvik etmek * eşanlamlı : stir, stimulate, inspire, excite, arouse * karşıtanlamlı : damp
4 kon. işten çıkarmak, kovmak * eşanlamlı : dismiss, discharge, sack
İngilizce örnek : Anybody who is late for work will be fired.
Türkçe çevirisi : İşe geç kalan herkes işten atılacak.
İngilizce örnek : When her husband got fired, she started to look for a job.
Türkçe çevirisi : Kocası işte atılınca iş aramaya başladı.
* catch fire = alev almak, tutuşmak
İngilizce örnek : The roof fell in when the house caught fire.
Türkçe çevirisi : Ev ateş alınca çatı çöktü.
İngilizce örnek : When the hotel caught fire, the guests ran into the street.
Türkçe çevirisi : Otel tutuşunca konuklar sokağa koştular.
* fire alarm = yangın alarmı
* fire brigade = itfaiye
İngilizce örnek : The fire brigade came and put the fire out.
Türkçe çevirisi : İtfaiye geldi ve yangını söndürdü.
İngilizce örnek : Telephone the fire brigade; the house is on fire!
Türkçe çevirisi : İtfaiyeye telefon et, ev yanıyor!
* fire engine = itfaiye arabası
* fire escape = yangın merdiveni
İngilizce örnek : Nowhere in the entire hotel was there a fire escape!
Türkçe çevirisi : Otelin hiçbir yerinde bir yangın merdiveni yoktu!
* fire extinguisher = yangın söndürme aygıtı
* fire station = itfaiye merkezi
* firing line = ateş hattı
* on fire = alevler içinde, yanmakta
İngilizce örnek : Help! The house is on fire!
Türkçe çevirisi : İmdat! Ev yanıyor!
İngilizce örnek : The whole building is on fire.
Türkçe çevirisi : Bütün bina alevler içinde.
ilgili sözler / related words