• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

erken

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1483

sıfat / adjective – medical

erken = prekoks [öz Türkçe - eski terim]

erken = prematüre [öz Türkçe - eski terim]

ERKEN = (erken nedir; erken ne demek; erken İngilizcesi) 1. Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı: «Sakın geç kalma, erken gel.» -A. Rasim. 2. Sabahın ilk saatlerinde: «Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola.» -A. Kulin.

erken = zûd [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

acil durum erken dönemi ağız kanserinin erken belirlenmesi ağız kanserinin erken tanısı akut serebral kanamada hipertansiyonun erken tedavisi ameliyat sonrası erken dönemde ölmek atriyal erken vuru baban seni bugün erken alacak balistik erken uyarı sistemi balistik füze erken haber ve ihbar sistemi balistik füze erken ihbar sistemi balistik-füze erken ihbar sistemi bazen erken yatarım betonun erken kabulü bir seyahat için erken yola çıkmak biraz erken böyle erken bir yaşta bu ay âdetim çok erken geldi bu dünyaya erken elveda diyeceksin bu kadar erken saatte bile cerrahi sonrası erken dönemde ölmek çiçeğin en erken durumu çiçeğin erken durumu çok erken çok erken harekete geçme çok erken kalkmak çok erken ölmek çok erken saat güvenirliği çok erken saatler çok erken saatte çok erken ve hazırlıksız başlamak çok erken veya çok geç çok erken yaşlarda daha erken daha erken başlanmadıkça daha erken bir dönemde daha erken bir tarihe daha erken bir tarihe almak (toplantı vb) daha yatmak istemiyorum- vakit çok erken deve kırk yılda intikam almış, ne erken oldu demiş drosophila erken embriyosu dünyaya erken gelmiş düşük erken dayanımlı yüksek fırın çimentoları en erken en erken başlama zamanı en erken geçiş zamanı en erken tamamlanma zamanı erken (biraz) erken adölesan dönemi erken adrenarş erken akşam yemeği erken aktar erken al Erken Alınan Gezi erken alınan gezi (advance purchase excursion) erken alınan gezi ücreti erken alma erken ameliyat sonrası dönemde esmolol kullanımı erken antijen erken apeks erken art-depolarizasyon erken ateşleme erken ateşleme yapmak erken ateşlemek erken ateşlenmek erken atım erken ayırıcı erken başlama erken başlama günü erken başlamak erken başlangıçlı alzheimer hastalığı erken başlatma erken başlatma esasları erken başlatmak erken benimseyen erken benimseyenler erken besi erken biçme erken bir saatte erken bir tarihe almak erken bir tarihte erken bitirme erken bitirme günü erken bitmemek erken blastosit erken blok erken blokaj erken boşalma erken boşalma sorunu erken boşalma sorunu olmak erken boşalmayı önleyen sprey erken bunama erken bütünleme ikmali erken büyüme cevap elementi erken büyümüş erken büyümüşlük erken cerrahi sonrası dönemde esmolol kullanımı erken cisimleşme oyunu erken çıkış erken çıkış yapan erken çıkmak erken çiçeklenme erken çimlenme erken çocukluk erken çocukluk dönemi erken çocukluk eğitimi erken çocukluk öğretmenleri erken çocukluk özel eğitimi erken çocuklukta anlıksal gerilik erken çocuklukta geri zekâlılık erken çocuklukta mental gerilik erken çocuklukta mental retardasyon erken çocuklukta zeka geriliği erken çocuklukta zihin geriliği erken çocuklukta zihinsel gerilik erken çocuklukta zihinsel özür erken çocuklukta zihni özürlülük erken çoğunluk erken damızlık erken damızlıkta kullanma erken davranmak erken dayanım erken dayanım katkısı erken demir çağı erken devoniyen erken diyastolik erken diyastolik üfürüm erken doğan erken doğan bebek erken doğan bebekleri yaşatma aygıtı erken doğan buzağı erken doğmuş erken doğum erken doğum yapmak erken dolunay erken don erken dökülen erken dublaj erken düşük erken ejakülasyon erken eken, erken biçer erken ekim erken embriyo erken embriyo ve beden planının oluşumu erken embriyo ve vücut planının oluşumu erken embriyodaki kökenleri erken embriyonik erken embriyonik ölüm erken embriyonun düzenleyici özellikleri erken embryonun düzenleyici özellikleri erken emeklilik erken emeklilik aylığı erken emeklilik yaşı erken endozomlar erken enflasyon erken ergenlik erken erinleşme erken erken erken eşey olgunluğu erken eşey olgunluk erken evlenen döl alır er kalkan yol alır erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır erken evlenen, erken ölür erken evre ve ekstra-embriyonik zarlar erken eylem erken faaliyet kredisi erken faz alerjik cevap erken faz astmatik yanıt erken fermantasyon erken fide büyümesi erken gebelik faktörü erken gebelikte kanama erken gebelikte preeklampsi erken geçici hışıltı erken geçmiş erken gelen erken gelen hizmetten yararlanır erken gelen kimse erken gelen oturur erken geliş erken gelişen erken gelişen koma ve intrakraniyal hemoraji erken gelişen koma ve intrakraniyal kanama erken gelişen koma ve intrakranyal hemoraji erken gelişen koma ve intrakranyal kanama erken gelişen koma ve kafa içi hemoraji erken gelişen koma ve kafa içi kanama erken gelişen koma ve kafaiçi hemoraji erken gelişen koma ve kafaiçi kanama erken gelişen koma ve kafatası içi hemoraji erken gelişen koma ve kafatası içi kanama erken gelişimin nedeni erken gelişme erken gelişme dönemi erken gelişmiş erken gelişmişlik erken gelme esası erken gelmek erken gelmenizi istiyorum erken genler erken geri ödeme riski erken girmek erken gotik erken gün batımı erken haber verme erken harmanlama primi erken hasar tahmin sistemi erken hasat etme erken hıristiyan mimari erken hıristiyan sanat erken hıristiyan sanatı erken hücre yaşlanması erken hücreler erken ibre dökümü erken ifa erken ihbar erken ihbar radarı erken ihbar uçağı erken ikaz erken ikaz ve komuta kontrol sistemi erken ikmal sevkiyatı erken ikter erken ilişkilendirme erken ilkbahar sulaması erken ingiliz gotiği erken inspiriyum rali erken islam sanatı erken işaretçi erken itfa erken jeneralizasyon erken jura erken kahvaltı erken kahvaltı (otelde konuğun odasına getirilen) erken kalkan erken kalkan işine erken kalkan işine geç kalkan düşüne erken kalkan işine, geç kalkan düşüne erken kalkan kimse erken kalkan yol alır erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır erken kalkan yol alır, erken yatan döl alır erken kalkan yol, er yatan döl alır erken kalkma erken kalkmada bir hayli zorlandı erken kalkmak erken kalkmak âdetinde olmak erken kalkmaya alışıktır erken kalktım işime şeker kattım aşıma erken kalktım işime, şeker kattım aşıma erken kapanma günü erken kapatma erken kapatma (gece) erken kapitalizm erken karar erken katılaşma erken kaz besisi erken kesim erken kısa erken kretase'de bir çağ erken membran rüptürü erken menarş erken menopoz erken meşru müdafaa erken meyve dökülmesi erken mi doğdu erken mukavemet erken müdahale erken müdahale kuvveti erken müdahele erken nesil testleri erken odun erken okul terki erken olgunlaşan pancar erken olgunlaşan/ kemale eren, erken çürür erken olgunlaşma erken olgunluk erken olma erken olmak erken olum erken oluşma erken ordovisiyen erken otlatma erken oyun çağı erken ödeme erken ödeme indirimi erken öğle yemeği erken öğrenilen, erken unutulur erken öğrenme beceri analizi erken ölüm erken parselleme erken patlama erken permiyen'de bir çağ erken permiyen'de bir kat erken petrol erken postoperatif dönemde esmolol kullanımı erken priz erken puberte erken repolarizasyon erken reseptör potansiyeli erken roma üslubu erken roman erken romanesk erken rönesans erken saatlerde görülen sis erken saatte erken sabah çayı erken sebze erken seçim erken seçim çağrısı erken sertleşir beton erken sezon erken simge gönderme erken sistolik üfürüm erken sonlanan erken sonlanan yazılım başlaması erken sütten kesme erken şekillenmeoyunu erken tahliye erken tahmin erken tanı erken tanıma erken tarih atmak erken tarihler erken telarş erken temas erken teşekkül eden odun erken teşhis erken teşhisten sağlanan zaman erken tohuma kalkmış pancar erken triyas erken uçan yarasa erken ur belirleme erken uyandırma erken uyandırma (telefon ederek veya kapısını çalarak) erken uyanmak erken uyarı erken uyarı birimi erken uyarı donatısı erken uyarı radarı erken uyarı sistemi erken uyarı teçhizatı erken uyarı uçağı erken uyarılan erken silahlanır erken uyarılma erken uygulama teşvik edilir erken uygulama teşviki erken vakitte erken varış erken ve hızlı tepki sistemi erken vejetatif dönem erken vejetatif gelişme dönemi erken vereceğiniz bir cevap bizi minnettar kılacaktır erken veya alt kretase erken veya geç erken veya geç demez erken vuru erken vücut bulma oyunu erken xenopus embriyosu erken yabancı dil öğrenimi erken yakıt buharlaşması erken yaprak dökümü erken yaprak yanıklığı erken yaprak yanıklığı hastalığı erken yarbölümleme erken yarma erken yaş öğreneni erken yaşam döngüsü erken yaşam evresi erken yaşlanma erken yaşta erken yat erken kalk erken yatan döl alır erken yatan döl alır erken kalkan yol alır erken yatıp erken kalkmak erken yatıp kalkmak erken yatmak erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı zengin ve akıllı yapar erken yenen akşam yemeği erken yeniden ikmal erken yenidoğan ölüm hızı erken yenidoğan ölümü erken yenidoğan sepsisi erken yer ayırtma erken yer ayırtma indirimi erken yer ayırtmak için son tarih erken yerbölümleme erken yetişen elma erken yetişme erken yığın erken zaman eve erken dönmek eve erken gelmek fırlatma ve erken operasyon evreleri füze erken uyarı sistemi gonad hormonların aşırı salgılanması ile erken cinsiyet gelişimine sebep olduğu durum günün erken saatlerinde hâla çok erken hava erken ihbarı hava savunma erken haber verme ve ikaz istasyonu hava savunma erken haberleşme ve ikazı hava savunma erken ihbar hava savunma erken ikaz hava savunmada radarla erken uyarmak havadan erken ihbar havadan erken ihbar ve kontrol havadan erken ihbar ve kontrol uçağı havadan erken uyarı havadan erken uyarı ve kontrol henüz vakit erken hipertansiyonun erken tedavisi ikili erken vuru iyiler erken ölür izole erken meme gelişimi kolorektal kanserde erken basamak kredi erken kapanışı kuzeydoğu atlantik- akdeniz ve bağlı denizlerde tsunami erken uyarı sistemi hükümetlerarası eşgüdüm komitesi mikrodalga erken ihbar radarı mikrodalga erken uyarı sistemi mikrodalgalı erken uyarı multipl sklerozda erken klinik prognostik belirteçler mümkün mertebe erken mümkün olduğunca erken mümkün olduğunca erken (as soon as possible) mümkün olduğunce erken nato havadan erken ihbar nato havadan erken ihbar kontrol programı yönetim ajanslığı nato havadan erken ihbar ve kontrol kuvvet komutanı nato havadan erken ihbar ve kontrol kuvvet komutanlığı nato havadan erken ikaz ve kont. prog. yön. ajansı nato havadan erken uyarı kuvveti ne kadar erken o kadar iyi ne kadar erken olursa ne kadar erken olursa o kadar iyi olur neden daha erken yatmıyorsun neonatal erken pnömoni normal yerleşmiş plasentanın erken ayrılması okula erken alma okulu erken terk eden olası erken komplikasyonlar otelden erken ayrılış otele erken giriş ölüm nedeniyle erken dönüş ölümün erken belirtileri öngörülen zamandan erken olmak pek erken pek fazla erken pensivaniyen'de en erken dönem planlama ve erken uyarı birimi postoperatif erken dönemde ölmek potansiyel erken komplikasyonlar rastgele erken tespit sabah erken sabah erken kalkan sabah erken kalkan kimse sabah erken saati sabah erken saatlerde sabah erken saatlerde yenen ucuz yemek sabahın çok erken saatleri sabahın çok erken saatlerinde sabahın erken saatinde sabahın erken saatları sabahın erken saatleri sabahın erken vakti sabahları erken kalkmayı âdet edinmek sabahleyin çok erken sınavı erken bitirdim supabın erken açılması tavuk gibi erken yatmak tomurcuk gelişmesinin en erken dönemi tsunami erken uyarı sistemi uçaklarla erken ihbar ve kontrol uzak erken haber verme ve uyarı hattı uzaktan erken alarm hattı uzaktan erken haber verme ve ikaz hattı uzaktan erken uyarı hattı uzaktkan erken alarm hattı üçlü erken vuru ürünlerden erken hasat alma ürünü erken satma vaktinden önce etkisiz hale gelme veya erken etkisiz hale gelen mermi ventriküler erken atım ventriküler erken atım sıklığı ventriküler erken vuru ventriküler erken vuru sıklığı vücudun erken gelişimi yarın erken kalkmak zorundayız yaşına göre erken gelişmiş yeterince erken yola ne kadar erken çıkarsak o kadar iyi olur yüksek erken dayanımlı çimento zihnen erken gelişmiş

1: 1 ms