• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

soon

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 442

SOON = [su: n] adverb
1 yakında, birazdan; çok geçmeden * eşanlamlı : shortly, before long, presently, in a minute
İngilizce örnek : The concert will start soon.
Türkçe çevirisi : Konser yakında başlayacak.
İngilizce örnek : Dinner will be ready soon.
Türkçe çevirisi : Yemek yakında hazır olacak.
İngilizce örnek : I will soon be able to drive a car.
Türkçe çevirisi : Yakında araba kullanabileceğim.
İngilizce örnek : He'll be here soon.
Türkçe çevirisi : Birazdan burada olur.
İngilizce örnek : It will soon be impossible for us to swim here.
Türkçe çevirisi : Yakında burada yüzmemiz olanaksız olacak.
2 hemen, çabuk
İngilizce örnek : Don’t leave so soon – Ahmet will join us in an hour.
Türkçe çevirisi : Hemen gitme – Ahmet bir saat sonra bize katılacak.
İngilizce örnek : Soon afterwards I have realized I’ve made a mistake.
Türkçe çevirisi : Hemen sonra hata yaptığımı anladım.
3 erken
İngilizce örnek : How soon can we find a good lawyer?
Türkçe çevirisi : Ne kadar erken (bir zamanda) iyi bir avukat bulabiliriz?
* no sooner … than … = yapar yapmaz, eder etmez
İngilizce örnek : No sooner had he arrived in the country than civil war broke out again.
Türkçe çevirisi : Ülkeye varır varmaz yeniden iç savaş çıktı.
İngilizce örnek : No sooner had I finished washing the car than it started raining.
Türkçe çevirisi : Arabayı yıkar yıkamaz yağmur yağmaya başladı.
İngilizce örnek : No sooner was one discussion over than they started another.
Türkçe çevirisi : Bir tartışma biter bitmez başka bir tarışmaya başladılar.
İngilizce örnek : No sooner had I hung the picture on the wall than it fell down.
Türkçe çevirisi : Resim, duvara asar asmaz düştü.
İngilizce örnek : No sooner had I left the house than it began to rain.
Türkçe çevirisi : Evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.
* as soon as = (yap)-ar (yap)-maz
İngilizce örnek : The baby began to cry as soon as she opened her eyes.
Türkçe çevirisi : Bebek, gözlerini açar açmaz ağlamaya başladı.
İngilizce örnek : As soon as I arrive in London, I'll write to you.
Türkçe çevirisi : Londra’ya varır varmaz sana yazacağım.
İngilizce örnek : He will come home as soon as the meeting is over.
Türkçe çevirisi : Toplantı biter bitmez eve gelecek.
İngilizce örnek : As soon as he touched the bee, it stung him.
Türkçe çevirisi : Arıya dokunur dokunmaz arı onu soktu.
İngilizce örnek : As soon as she saw the berries, she wanted to eat them.
Türkçe çevirisi : Yemişleri görür görmez onları yemek istedi.
İngilizce örnek : As soon as the teacher's back was turned, the boys began to fight.
Türkçe çevirisi : Öğretmen arkasını döner dönmez oğlanlar kavga etmeye başladı.
İngilizce örnek : As soon as they met, they began to quarrel.
Türkçe çevirisi : Karşılaşır karşılaşmaz kavga etmeye başladılar.
İngilizce örnek : Come as soon as possible.
Türkçe çevirisi : Mümkün mertebe çabuk gel.
* soon after = -den hemen sonra
* sooner or later = er geç
İngilizce örnek : He'll get tired of it sooner or later.
Türkçe çevirisi : Er geç ondan kurtulacak.
İngilizce örnek : Rents will go up sooner or later.
Türkçe çevirisi : Kiralar er geç artacak.
* sooner than = -mektense

1: 0 ms