Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 10621birikinti = depozit [öz Türkçe - eski terim]
birikinti = konglomerasyon [öz Türkçe - eski terim]
birikinti = konglomerat [öz Türkçe - eski terim]
BİRİKİNTİ = (birikinti nedir; birikinti ne demek; birikinti İngilizcesi) Bir yerde kendi kendine birikmiş olan şey: «Komşunun kazları birikintilerde kanat çırpıp bağırıyordu.» -R. Enis.
BİRİKİNTİ = (birikinti nedir; birikinti ne demek; birikinti İngilizcesi) Birikme sonucu oluşmuş küme.
BİRİKİNTİ = (birikinti nedir; birikinti ne demek; birikinti İngilizcesi) bk. birikinti çıkaran işlev.
BİRİKİNTİ = (birikinti nedir; birikinti ne demek; birikinti İngilizcesi) Öğelerinin boyutları ne olursa olsun, karalar üzerindeki eğimsiz yerlerde, çanak biçimli çukurlarda, sığ deniz ve göl diplerinde yığılan özdekler. bk. tortu, tortulaşma.
BİRİKİNTİ = (birikinti nedir; birikinti ne demek; birikinti İngilizcesi) Toplantı.
ilgili sözler / related words