İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4401 DEPOSIT = [di'pozit] verb
1 koymak, bırakmak * eşanlamlı : put, put down, place, settle * karşıtanlamlı : withdraw
İngilizce örnek : Valuables can be deposited in the hotel safe overnight.
Türkçe çevirisi : Değerli eşyalar, gecelik olarak otel kasasına bırakılabilir.
2 (bankaya) yatırmak * eşanlamlı : save, bank, store
İngilizce örnek : He deposited all his money in the bank.
Türkçe çevirisi : Bütün parasını bankaya yatırdı.
3 (kaparo) vermek
4 (tortu) bırakmak
¤ noun
1 yatırılan para, mevduat
2 kaparo, depozit * eşanlamlı : security, pledge, warranty
3 tortu; tabaka * eşanlamlı : sediment, precipitate, silt, dregs
İngilizce örnek : There are large coal deposits in the south of the country.
Türkçe çevirisi : Ülkenin güneyinde büyük kömür tabakaları var.
İngilizce örnek : There was a deposit of soot on the tube.
Türkçe çevirisi : Boruda is tabakası vardı.
* deposit account = mevduat hesabı
İngilizce örnek : Deposit accounts have the advantage of paying interest.
Türkçe çevirisi : Mevduat hesaplarının faiz ödeme avantajı oluyor.
İngilizce örnek : I prefer a current account to a deposit account.
Türkçe çevirisi : Cari hesabı mevduat hesabına tercih ederim.
DEPOSIT = (deposit nedir; deposit Türkçesi) 1- Anlaşma sonuçlandıktan sonra ülkenin; söz konusu anlaşmaya tam olarak katıldığını, tasdik ettiğini ve kabul ettiğini veya bazı maddelerine çekince koyduğunu gösteren yazılı dokümanların, himayesinde anlaşma veya sözleşme hazırlanan kuruluşun Sekreteryasına tevdii etmesi. 2- Bir finansal kuruluşa para yatırılması.
ilgili sözler / related words