Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 10547anlık = kıpıl [eski terim - öz Türkçe]
anlık = palyatif [öz Türkçe - eski terim]
anlık = simültane [öz Türkçe - eski terim]
anlık = spontane [öz Türkçe - eski terim]
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) 1. bk. an (I)-1. 2. bk. anlak (I)-1. 3. Bahçe, bağ kapısı. 4. Düzgün odun yığını: İki anlık odun sattım. 5. Süpürge yapılan bir çeşit ot.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) 1. ruh b. Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi. 2. ruh b. Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt. 3. sf. Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane: «Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu?» -T. Buğra.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) 1. Usavurma, yargılama ve anlama gücü. 2. Duyu ve istençten ayrı olarak düşünülen bilme yetisi. 3. Kavrayış gücüyle ilgili görevlerin tümü. 4. Bir kimsenin yaşayışı boyunca edindiği anlayışların toplamı.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) At, eşek, tavuk, keklik gibi hayvanların yatıp yuvarlandıkları tozlu yer.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) Duyu ve istençten ayrı olarak düşünülen bilme yetisi; usavurma, yargılama ve anlama gücü.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) İki tarla arasındaki sınır, set şeklindeki ayrıntı.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) Küçük ya da sonsuz küçük bir sürede olan.
ANLIK = (anlık nedir; anlık ne demek; anlık İngilizcesi) Yağan yağmurun bir ara durması.
ilgili sözler / related words