İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2896 TENSION = ['tenşın] noun
gerginlik, gerilim
İngilizce örnek : There are signs of growing racial tensions in the city.
Türkçe çevirisi : Şehirde artan ırksal gerilim belirtileri var.
İngilizce örnek : His laughter broke the tension in the office.
Türkçe çevirisi : Kahkahası bürodaki gerilimi kırdı (yok etti).
İngilizce örnek : Leaders are supposed to lessen international tension.
Türkçe çevirisi : Liderlerin uluslararası gerilimi azaltması gerekir.