sudden

SUDDEN = ['sadın] adjective
ani, beklenmedik * eşanlamlı : abrupt, hasty, unexpected, unforeseen, swift, momentary * karşıtanlamlı : gradual
İngilizce örnek : A sudden shower stopped the tennis.
Türkçe çevirisi : Ani bir sağanak tenisi durdurdu.
İngilizce örnek : There was a sudden shower of rain this morning.
Türkçe çevirisi : Bu sabah ani bir yağmur sağanağı oldu.
İngilizce örnek : I had a sudden desire to lie down and rest.
Türkçe çevirisi : Yatıp dinlenmek için ani bir istek duydum.
İngilizce örnek : The car made a sudden turn to the right.
Türkçe çevirisi : Araba sağa ani bir dönüş yaptı.
* all of a sudden = ansızın, birdenbire
İngilizce örnek : All of a sudden the lights went out.
Türkçe çevirisi : Birdenbire ışıklar söndü.
İngilizce örnek : All of a sudden, I saw a figure in front of me.
Türkçe çevirisi : Birdenbire önümde bir kişi gördüm.