• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

speed

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1432

denizcilik

SPEED = [spi: d] noun
1 hız * eşanlamlı : velocity, rapidity, swiftness, quickness, haste, hurry, acceleration * karşıtanlamlı : slowness
İngilizce örnek : Slow down - you're breaking the speed limit.
Türkçe çevirisi : Yavaşla – hız sınırını aşıyorsun.
İngilizce örnek : The train was going at full speed.
Türkçe çevirisi : Tren son sürat gidiyordu.
İngilizce örnek : You shouldn't drive at that speed.
Türkçe çevirisi : Bu hızda araba kullanmamalısın.
İngilizce örnek : I wish he wouldn't drive at such speeds.
Türkçe çevirisi : Keşke bu hızlarda araba kullanmasa.
2 vites
¤ verb
sped [sped] hızla gitmek * eşanlamlı : race, accelerate, hasten, hurry, rush
İngilizce örnek : The car sped round the bend.
Türkçe çevirisi : Araba virajı hızla aldı.
* speed up = 1 hızlanmak
İngilizce örnek : Don't speed up, there's always a police car behind that tree.
Türkçe çevirisi : Hızlanma, şu ağacın arkasında her zaman bir polis arabası oluyor.
2 hızlandırmak

SPEED = (speed nedir; speed Türkçesi) Birim zamandaki yer değişiminin sayısal büyüklük olarak gösterilmesidir. Hız kelimesi skalar değerlikli iken 'velosity' ile verilen hız vektör değerliklidir yani büyüklüğü olduğu gibi hızın yönünü de içerir.

1: 4 ms