Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 604hızlı = akut [öz Türkçe - eski terim]
hızlı = bolus [öz Türkçe - eski terim]
hızlı = seri [öz Türkçe - eski terim]
hızlı = swift [öz Türkçe - eski terim]
hızlı = süratli [öz Türkçe - eski terim]
HIZLI = (hızlı nedir; hızlı ne demek; hızlı İngilizcesi) 1. Çabuk, seri, süratli: «Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi.» -A. Kutlu. 2. zf. Güç kullanarak, şiddetle: Hızlı vurmak. 3. zf. Çabucak: «Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi.» -İ. O. Anar. 4. mec. Uçarı, çapkın, hovarda: «Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum.» -H. Taner.
hızlı = serî [Türkçe - Osmanlıca]
hızlı = tünd [Türkçe - Osmanlıca]