İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3179 PLEASANT = ['plezınt] adjective
1 hoş, tatlı * eşanlamlı : nice, enjoyable, lovely, pleasing, delightful * karşıtanlamlı : unpleasant
İngilizce örnek : She has a pleasant voice.
Türkçe çevirisi : Tatlı bir sesi var.
İngilizce örnek : Have a pleasant trip.
Türkçe çevirisi : İyi yolculuklar.
İngilizce örnek : The flower has a pleasant smell.
Türkçe çevirisi : Çiçeğin hoş bir kokusu var.
İngilizce örnek : His house is in a very pleasant situation by the sea.
Türkçe çevirisi : Evi deniz kenarında çok güzel bir yerde.
2 sevimli, cana yakın * eşanlamlı : charming, amiable, likable, affable, mild, friendly * karşıtanlamlı : horrid, disagreeable
İngilizce örnek : The secretary has always been pleasant to me.
Türkçe çevirisi : Sekreter her zaman bana karşı cana yakın olmuştur (davranmıştır).
İngilizce örnek : He spoke in a pleasant way.
Türkçe çevirisi : Sevimli bir tarzda konuştu.