okay

OKAY = [ou'key] adverb
kon. peki, tamam, oldu
İngilizce örnek : 'May I borrow your MP3 player if you are not using it?' 'Ok.'
Türkçe çevirisi : 'Kullanmıyorsan MP3 çalarını ödünç alabilir miyim?' 'Olur.'
İngilizce örnek : I'll leave the dog to you, ok?
Türkçe çevirisi : Köpeğimi sana bırakırım, tamam mı?
İngilizce örnek : 'I am sorry I’m busy now.' 'OK, I'll ring back later.'
Türkçe çevirisi : 'Affedersin şu anda meşgulüm.' 'Tamam, sonra dönerim (ararım).'
¤ verb
kon. onaylamak * eşanlamlı : approve, agree, authorize
İngilizce örnek : I hope the committee will okay my proposal.
Türkçe çevirisi : Umarım komisyon önerimi onaylar.
¤ adjective
iyi, uygun, idare eder * eşanlamlı : fine, all right
İngilizce örnek : 'Did you enjoy your dinner?' 'It was ok.'
Türkçe çevirisi : 'Yemekten hoşlandın mı?' 'Fena değildi.'
İngilizce örnek : How is your brother after the accident? Is he ok?
Türkçe çevirisi : Kazadan sonra erkek kardeşin nasıl? İyi mi?
İngilizce örnek : I will come with a friend of mine if it is ok with you.
Türkçe çevirisi : Sence uygunsa bir arkadaşımla geleceğim.
İngilizce örnek : You look worried. Is everything ok?
Türkçe çevirisi : Endişeli görünüyorsun. Her şey yolunda mı?
İngilizce örnek : Don't worry, everything is going to be okay.
Türkçe çevirisi : Merak etme, her şey yoluna girecek.
İngilizce örnek : Is my child going to be okay?
Türkçe çevirisi : Çocuğum iyi olacak mı?
¤ noun
onay, olur * eşanlamlı : approval, permission, go-ahead
İngilizce örnek : We're waiting for the ok to go ahead with the building project.
Türkçe çevirisi : İnşaat projesine devam etmek için onay bekliyoruz.