• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

göreceli

Türkçe - İngilizce

sıfat / adjective

göreceli = izafi [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = izafî [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = nazari [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = nisbi [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = relatif [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = relativ [öz Türkçe - eski terim]

göreceli = rölatif [öz Türkçe - eski terim]

GÖRECELİ = (göreceli nedir; göreceli ne demek; göreceli İngilizcesi) (felsefe) Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif: «Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir.» -N. Cumalı.

göreceli = izâfî [Türkçe - Osmanlıca]

göreceli = nisbî [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

asimptotik göreceli etkinlik asimptotik göreceli verimlilik en düşük göreceli nem en düşük göreceli nemlilik en düşük göreceli rutubet gerçek göreceli özkütle gerçek göreceli yoğunluk göreceli açıklık göreceli adres göreceli ağdalık göreceli ağdalılık göreceli ağırlık göreceli akışmazlık göreceli akmazlık göreceli ana kız karşılaştırması göreceli asal sayılar göreceli aşaç değeri göreceli bağlaçlar göreceli balıkçılık gücü göreceli basınç göreceli başka şey kullanım göreceli başvuruları kullan göreceli belirgin ad göreceli bilgi göreceli buhar basıncı göreceli buhar yoğunluğu göreceli buharlaşma göreceli butlan göreceli büyüklük göreceli büyüme göreceli büyüme hızı göreceli büyüme oranı göreceli çekim kuvveti göreceli çıkaç değeri göreceli dağıntı göreceli değer göreceli değer birimi göreceli değerlendirme dizgesi göreceli değerlendirme sistemi göreceli değerlik göreceli değişke göreceli doğurganlık göreceli doğurganlık değeri göreceli eksiksiz örgü göreceli ekstremum göreceli entropi göreceli etkinlik göreceli fiyat göreceli frekans göreceli geçirgenlik göreceli geçirimlik göreceli geçirimlilik göreceli geçirirlik göreceli genleşme göreceli gerilim değişimi göreceli gravimetre göreceli gravite göreceli güç endeksi göreceli hata göreceli hava hızı göreceli ıraklık açısı göreceli iktidar göreceli iletkenlik göreceli ineç değeri göreceli kapanma hatası göreceli kavram göreceli kaydet göreceli kesinlik göreceli kıvam göreceli kod göreceli kodlama göreceli kompakt küme göreceli kompakt uzay göreceli komut göreceli koordinat göreceli koordinat sistemi göreceli koyuluk göreceli kütle göreceli maksimum göreceli manyetometre göreceli mesafe göreceli nem göreceli nem değişikliği göreceli nemlilik göreceli nemlilik değişikliği göreceli olma göreceli önem göreceli önemlilik göreceli özkütle göreceli permeabilite göreceli randıman göreceli risk göreceli rutubet göreceli rutubet değişikliği göreceli rüzgâr göreceli rüzgâr kuvveti göreceli seçilmiş değerler göreceli sıklık göreceli sınıf sıklığı göreceli su derinliği göreceli su içeriği göreceli tıkız küme göreceli tıkız uzay göreceli tıkızımsı küme göreceli tıkızımsı uzay göreceli uçdeğer göreceli uçuculuk göreceli uyum indeksi göreceli uzama göreceli varyans göreceli vektör göreceli verim göreceli verimlilik göreceli viskozite göreceli yanılgı göreceli yem değeri göreceli yoğunluk göreceli yoksulluk sınırı göreceli yoksunluk göreceli yoksunluk kuramı göreceli yoksunluk teorisi göreceli yol adları göreceli yöney göreceli yükseklik görünür göreceli özkütle görünür göreceli yoğunluk hidrolik sıçramanın göreceli yüksekliği mutlak ve göreceli ortalama göreceli molekül kütlesi ortalama göreceli nem ortalama göreceli nemlilik ortalama göreceli rutubet salt ve göreceli sonuşmaz göreceli etkinlik sonuşmaz göreceli verimlilik uzay ve zamanda göreceli boyut yüksek göreceli nem yüksek göreceli nemlilik yüksek göreceli rutubet

1: 1 ms