• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

except

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 636

EXCEPT = [ik'sept] preposition
hariç, -den başka * eşanlamlı : but, excepting, other than, apart from, besides excluding * karşıtanlamlı : including
İngilizce örnek : Everyone I know likes baklava, except you.
Türkçe çevirisi : Sen hariç tanıdığım herkes baklavayı seviyor.
İngilizce örnek : We were all tired except Dursun.
Türkçe çevirisi : Dursun hariç hepimiz yorgunduk.
İngilizce örnek : He is free any day next week except Monday.
Türkçe çevirisi : Gelecek hafta pazartesi hariç her gün boş.
İngilizce örnek : He learned nothing in the class except to cheat.
Türkçe çevirisi : Sınıfta kopya çekmek dışında hiçbir şey öğrenemedi.
İngilizce örnek : This suit is all right, except that the coat is rather long.
Türkçe çevirisi : Ceketinin epey uzun olması dışında bu takım elbise iyi.
İngilizce örnek : We felt satisfied with our hotel except that it was too far from the bus stop.
Türkçe çevirisi : Otobüs durağından çok uzakta olması dışında otelimizden memnun kaldık.
¤ verb
hariç tutmak, dışlamak * eşanlamlı : omit, exclude, reject * karşıtanlamlı : include
İngilizce örnek : Does the new census except homeless people?
Türkçe çevirisi : Yeni nüfus sayımı evsiz barksız insanları hariç mi tutuyor?
* except for = -den başka
İngilizce örnek : Except for ice and a few others, all solids expand when they liquefy.
Türkçe çevirisi : Buz ve diğer birkaçı dışında bütün katılar sıvılaşınca genleşir.
İngilizce örnek : Except for the teacher, everyone in the room comes from Turkey.
Türkçe çevirisi : Öğretmen hariç odadaki herkes Türk.
İngilizce örnek : All the house is well heated except for the kitchen.
Türkçe çevirisi : Mutfak dışında evin tamamı iyi ısınıyor.

ilgili sözler / related words

1: 1 ms