conclusion
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1455ana kullanım
CONCLUSION = [kın'klu: jın] noun
1 son * eşanlamlı : end, finish, ending, termination * karşıtanlamlı : beginning
İngilizce örnek : There was loud applause at the conclusion of his speech.
Türkçe çevirisi : Konuşmasının sonunda yüksek seste bir alkış koptu.
2 sonuç * eşanlamlı : outcome, result
İngilizce örnek : Don't jump to conclusions; be sure of your facts first.
Türkçe çevirisi : Sonuca atlama (hemen sonuca varma); önce gerçeklerden emin ol.
İngilizce örnek : He arrived at the conclusion that they should get divorced.
Türkçe çevirisi : Boşanmalarının iyi olacağı sonucuna vardı.
İngilizce örnek : What conclusion have you reached about these plans?
Türkçe çevirisi : Bu planlar hakkında ne sonuca vardın?
3 yargı * eşanlamlı : resolution, determination, decision
4 anlaşma
* in conclusion = neticede, sonuç olarak
İngilizce örnek : In conclusion, I want to thank all who have contributed to our success.
Türkçe çevirisi : Sonuç olarak, başarımıza katkısı olan herkese teşekkür etmek istiyorum.
İngilizce örnek : In conclusion, the chairman proposed a vote of thanks to the committee.
Türkçe çevirisi : Sonuç olarak, başkan kurula bir teşekkür konuşması (yapmayı) önerdi.
