whether

WHETHER = ['wedı] conjunction
-meyip, -mediğini
İngilizce örnek : I do not know whether she was invited.
Türkçe çevirisi : Onun davet edilip edilmediğini bilmiyorum.
İngilizce örnek : Do you know whether they have booked a room at the hotel?
Türkçe çevirisi : Onların otelde oda ayırtıp ayırtmadıklarını biliyor musun?
İngilizce örnek : Have you decided whether you will come or not?
Türkçe çevirisi : Gelip gelmeyeceğine karar verdin mi?
İngilizce örnek : I cannot remember whether I have turned off the light.
Türkçe çevirisi : Işığı kapatıp kapatmadığımı anımsamıyorum.
İngilizce örnek : I couldn't decide whether to buy a German or a Japanese car.
Türkçe çevirisi : Bir Alman mı yoksa bir Japon arabası mı alacağıma karar veremedim.
İngilizce örnek : I wonder whether he will take part in the expedition.
Türkçe çevirisi : Keşif gezisine katılıp katılmayacağını merak ediyorum.
İngilizce örnek : 'I'm going to buy the dress, whether you agree or not,' she said.
Türkçe çevirisi : ‘İster razı ol ister olma, o elbiseyi alacağım,’ dedi.
İngilizce örnek : I didn't know whether or not Tom passed the test.
Türkçe çevirisi : Tom’un testi geçip geçmediğini bilmiyordum.
İngilizce örnek : Do you know whether or not Atatürk Boulevard will be turned into a one-way street?
Türkçe çevirisi : Atatürk Bulvarının tek yönlü caddeye dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğini biliyor musun?
İngilizce örnek : I don't know whether to go on a diet or not.
Türkçe çevirisi : Rejim yapmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
İngilizce örnek : I don't know whether to read that book or not.
Türkçe çevirisi : Bu kitabı okumam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.