• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

ought

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1441

OUGHT = [o: t] verb
(ödev/tavsiye belirtir) -meli, -malı, gerek, iyi olur
İngilizce örnek : You ought to be ashamed of yourself.
Türkçe çevirisi : Kendinden utanmalısın.
İngilizce örnek : You ought to be careful when you cross a road.
Türkçe çevirisi : Caddeden karşıya geçerken dikkatli olmalısın.
İngilizce örnek : You ought to have mentioned it.
Türkçe çevirisi : Ondan bahsetmen gerekirdi.
İngilizce örnek : You ought to rest when you are tired.
Türkçe çevirisi : Yorulunca dinlenmen gerekir.
İngilizce örnek : He ought not to drive so fast.
Türkçe çevirisi : O kadar hızlı araba kullanmamalı.
İngilizce örnek : He ought not to walk on the edge of the cliff.
Türkçe çevirisi : Uçurumun kenarında yürümemeli.
İngilizce örnek : We ought not to spend any more money on our barbecue.
Türkçe çevirisi : Mangal partisine daha fazla para harcamamalıyız.
İngilizce örnek : You ought not to drink so much.
Türkçe çevirisi : O kadar çok içmemelisin.
İngilizce örnek : You ought not to leave the camping site without a torch.
Türkçe çevirisi : El feneri olmadan kamp yerinden ayrılmamalısın.
İngilizce örnek : Ought Mary to be here so early?
Türkçe çevirisi : Mary’nin o kadar erkenden mi burada olması gerekiyor?

1: 0 ms