Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 14788MECBUREN = Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak.
mecburen = gücemli olarak [eski terim - öz Türkçe]
mecburen = zorunlu olarak [eski terim - öz Türkçe]
mecburen = zorunlulukla [eski terim - öz Türkçe]
mecburen = bilmecbûriye [Türkçe - Osmanlıca]
mecburen = çârnâçâr [Türkçe - Osmanlıca]
MECBUREN
Ona söyleme, zaten mecburen öğrenir. / Don't tell him, he's bound to hear it anyway.
Sarhoş olunca mecburen bazı sözcüklerde dili sürçüyor. / He is bound to stumble over some words when he is drunk.
Yaralılar alıp götürülemediler ve mecburen kaderleriyle baş başa bırakıldılar. / The wounded could not be carried away and had to be left to their fate.