Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 9069maruzat = diyecek [eski terim - öz Türkçe]
maruzat = söylenecek [eski terim - öz Türkçe]
maruzat = sunuş [eski terim - öz Türkçe]
maruzat = arzedilecek şeyler [Osmanlıca - Türkçe]
maruzat = sunulanlar [Osmanlıca - Türkçe]
MARUZAT = Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sözlü veya yazılı olarak bildirilen istek, sunulan bilgi ve benzeri şeyler: Halil efendi, neden öyle boynu bükük, varsa bir maruzatın söyle.