İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 33809 LUNCHTIME = ['lançtaym] noun
öğlen vakti, yemek vakti
İngilizce örnek : If we are to get there by lunchtime, we had better take a taxi.
Türkçe çevirisi : Oraya yemek vaktine varacaksak taksi tutsak iyi olur.
İngilizce örnek : The report's got to be finished by lunchtime.
Türkçe çevirisi : Raporun öğlene kadar bitirilmesi gerek.