İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 31467 LIMOUSINE = ['limızi: n] noun
limuzin (araba)
İngilizce örnek : A large limousine drew up and out stepped a rather sexy girl.
Türkçe çevirisi : Büyük bir limuzin yanaşıp durdu ve oldukça seksi bir kız dışarı adım attı.
İngilizce örnek : Whose limousine is parked in front of the house?
Türkçe çevirisi : Evin önünde kimin limuzini park edili (duruyor)?