konuşmacı
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4325ad / noun
konuşmacı = hatip [öz Türkçe - eski terim]
konuşmacı = konferansçı [öz Türkçe - eski terim]
konuşmacı = spiker [öz Türkçe - eski terim]
KONUŞMACI = Bir topluluk karşısında etkili, açık, düzgün konuşarak düşüncesini anlatmada, duygusunu aşılamada yetenekli kimse, hatip, konferansçı.
Konuşmacı, çok gergin görünüyordu.
The speaker looked very nervous.
Konuşmacı, konuşmasına bir fıkra ile başladı.
The speaker started his speech with a joke.
Konuşmacı, konuşmasını bir sunum eşliğinde yaptı.
The speaker accompanied his speech with a presentation.
Konuşmacı, salonda büyük bir kalabalık önünde konuştu.
The speaker spoke in front of a large crowd in the hall.
Konuşma sırasında espri yapan konuşmacıları severim.
I like speakers who use humour during their speeches.
Konuşmacı, konuşmasının sonunda dinleyicileri bir çağrıda bulundu.
At the end of his speech the speaker made an appeal to the audience.
