Türkçe - İngilizce
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) Oturma mobilyalarında üzerine yay bağlanan ya da dolgu gereci konulan 5-8 cm. genişliğinde, hint lifinden dokuma.
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) 1. At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer: «Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı.» -N. Cumalı. 2. Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ. 3. hlk. Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak.
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) 1. Kıl ya da yünden dokunmuş, üstü işlenmiş, kadınların kullandıkları bir çeşit kuşak. 2. İnce, yassı bağ.
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) 1. Yünden ya da ipekten yapılmış üzeri işli ince kuşak. 2. Kuşakların üstüne gerilen üç santimetre eninde kayış : Kolansız kuşak kuşanılmaz. 3. Kayış, kuşak, kemer.
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) Formülü C24H42. krotenoit ve serebrositlerle ilgili sterollerin, hormonların ve safra asitlerinin ana maddesi olan hidrokarbon.
KOLAN = (kolan nedir; kolan ne demek; kolan İngilizcesi) Moleküllerin dönme erke düzeyleri arasındaki geçişlerin oluşturduğu görünge çizgilerinin bütünü.