gözünde

-in gözünde -in gözünde pek de iyi bir insan olmamak -nin gözünde nefret verici -nin gözünde önem kazanmak birini gözünde büyütmek birinin gözünde değerli birinin gözünde değerli olmak birinin gözünde kalmak birinin gözünde kötü itibara sahip olmak birinin gözünde olmak birinin gözünde önemi olmak birinin gözünde pek de iyi bir insan olmamak böcek gözünde saydam kat bölümü büyük adam, uşağının gözünde küçülür gözünde büyümek gözünde büyütmek gözünde canlandırma gözünde canlandırmak gözünde çok büyütmek gözünde dolar işaretleri gözünde nefret verici gözünde olmamak gözünde önem kazanmak gözünde pek de iyi bir insan olmamak gözünde şimşekler çakmak gözünde şimşekler çakmak (tokat yeyince) gözünde taşımak gözünde tütmek halkın gözünde halkın gözünde ya da dilinde hiç kimse uşağının gözünde kahraman değildir istanbul gözünde tütüyor kimse, hizmetçisinin gözünde kahraman değildir politikacının halkın gözünde saygınlığının artması tanrı'nın gözünde yerli ve yabancı kamuoyunun gözünde