İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 5668 FRICTION = ['frikşın] noun
1 sürtme, sürtünme * eşanlamlı : rubbing, abrasion, scraping, grating
İngilizce örnek : The oil reduces the friction.
Türkçe çevirisi : Yağ sürtünmeyi azaltır.
İngilizce örnek : The use of roller bearings reduces the amount of friction.
Türkçe çevirisi : Rulman kullanımı sürtünme miktarını azaltır.
2 anlaşmazlık, sürtüşme * eşanlamlı : disagreement, discord, dispute, conflict, hostility, antagonism * karşıtanlamlı : agreement
İngilizce örnek : The cause of the friction resides in the men's dislike for each other.
Türkçe çevirisi : Anlaşmazlığın nedeni, adamların birbirine karşı antipatisinde yatmaktadır.
FRICTION = (friction nedir; friction Türkçesi) Meteorolojide, atmosfere yer tarafından uygulanan türbülans direnci. Birbirlerine dokunan iki ayrı kütlenin birbirlerine zıt yönde hareket etmeleri durumunda ortaya çıkan mekanik direnme kuvveti. Aynı sürtünme kuvveti, hava için geçerli olduğu kadar, sıvı ve katılar için de geçerlidir. Sürtünme kuvvetinin miktarı kütlenin şekil ve büyüklüğüne bağlıdır. Yeryüzü, kendisiyle beraber dönen atmosfer üzerine özellikle rüzgârın dönüş yaptığı alanlarda fazlaca sürtünmeye neden olur. Yeryüzü şekilleri sürtünmeyle sadece hareket halindeki hava parselinin hızını azaltmakla kalmaz aynı zamanda yönüne de şekil verir. Okyanuslar üzerinde sürtünme az olmasına rağmen esmekte olan rüzgârın hızını % 20 oranında azaltır. Bu oran karalar üzerinde yüzey şekillerine bağlı olarak artar. Atmosferin üst düzeylerine çıkıldıkça sürtünmenin etkisi de kaybolur.
ilgili sözler / related words