fossil

FOSSIL = ['fosıl] noun
fosil, taşıl
İngilizce örnek : From the fossils embedded in it, we deduce the age of a rock.
Türkçe çevirisi : İçindeki fosillerden kayanın yaşını çıkarırız.

FOSSIL = [biology] the remains of an ancient animal or plant found preserved in rock.

FOSSIL
fossil analysis = fosil analizi
fossil evidence = fosil kanıtı
fossil extraction = fosil çıkarma
fossil formation = fosil oluşumu
fossil fuel = fosil yakıt
fossil fuel alternatives = fosil yakıt alternatifleri
fossil fuel alternatives research = fosil yakıt alternatifleri araştırması
fossil fuel consumption patterns = fosil yakıt tüketim modelleri
fossil fuel consumption patterns analysis = fosil yakıt tüketim modelleri analizi
fossil fuel consumption rates = fosil yakıt tüketim oranları
fossil fuel consumption reduction = fosil yakıt tüketiminin azaltılması
fossil fuel consumption reduction measures = fosil yakıt tüketimini azaltma önlemleri
fossil fuel consumption reduction policies = fosil yakıt tüketimini azaltma politikaları
fossil fuel consumption reduction strategies = fosil yakıt tüketimini azaltma stratejileri
fossil fuel consumption reduction targets = fosil yakıt tüketimini azaltma hedefleri
fossil fuel dependency = fosil yakıt bağımlılığı
fossil fuel divestment = fosil yakıt yatırımlarından çıkma
fossil fuel divestment campaigns = fosil yakıt yatırımlarından çıkma kampanyaları
fossil fuel divestment strategies = fosil yakıt yatırımlarından çıkma stratejileri
fossil fuel emissions = fosil yakıt emisyonları
fossil fuel emissions reduction = fosil yakıt emisyonlarının azaltılması
fossil fuel extraction = fosil yakıt çıkarma
fossil fuel extraction techniques = fosil yakıt çıkarma teknikleri
fossil fuel industry = fosil yakıtlar endüstrisi
fossil fuel phase-out = fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması
fossil fuel phase-out deadlines = fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması için belirlenen süreler
fossil fuel phase-out plans = fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması planları
fossil fuel production = fosil yakıt üretimi
fossil fuel reserves depletion = fosil yakıt rezervlerinin tükenmesi
fossil fuel reserves depletion prediction = fosil yakıt rezervlerinin tükenmesi tahmini
fossil fuel reserves estimation = fosil yakıt rezerv tahmini
fossil fuel reserves estimation methods = fosil yakıt rezerv tahmini yöntemleri
fossil fuel reserves estimation models = fosil yakıt rezerv tahmini modelleri
fossil fuel reserves exploration = fosil yakıt rezervlerinin keşfi
fossil fuel reserves management = fosil yakıt rezervlerinin yönetimi
fossil fuel reserves management policies = fosil yakıt rezervlerinin yönetimi politikaları
fossil fuel subsidies = fosil yakıt sübvansiyonları
fossil fuel subsidies reform = fosil yakıt sübvansiyonlarının reformu
fossil fuel subsidies removal = fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması
fossil fuel transition = fosil yakıt geçişi
fossil fuel transition strategies = fosil yakıt geçiş stratejileri
fossil fuels consumption = fosil yakıtlar tüketimi
fossil fuels industry = fosil yakıtlar endüstrisi
fossil fuels reserves = fosil yakıt rezervleri
fossil hunting = fosil avı
fossil preservation = fosil korunumu
fossil record = fosil kaydı