chicken
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 5429ad / noun
argo
CHICKEN = ['çikin] noun
1 piliç, tavuk
İngilizce örnek : The farmer is fattening his chickens for the market.
Türkçe çevirisi : Çiftçi Pazar için piliçlerini semirtiyor.
İngilizce örnek : Will you go and feed the chickens?
Türkçe çevirisi : Gidip tavuklara yem verir misin?
2 piliç eti
İngilizce örnek : We had chicken and rice for dinner.
Türkçe çevirisi : Akşam yemeğinde pilavla tavuk yedik.
İngilizce örnek : I have ordered chicken legs and chicken wings with chips.
Türkçe çevirisi : Patates tava ile tavuk budu ve kanadı siparişi verdim.
* chicken pox = hek. suçiçeği
İngilizce örnek : It is best to get chicken pox as a child because it is worse as an adult.
Türkçe çevirisi : Çocukken suçiçeğini geçirmek en iyisi çünkü yetişkinken daha kötü oluyor.
