Bilgiler
Gramer
Kullanım
Terminoloji
Hakkında
Hakkımızda
Geribildirim
Kaynakça
Medya
Uygulama
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
birbirine
Türkçe - İngilizce
ana kullanım
01.
birbirine
each other
02.
birbirine
one another
deyim
01.
birbirine
at each other
sıfat / adjective
01.
birbirine
mutual
ilgili sözler / related words
acele ve kabaca birbirine uydurmak
açık sistemleri birbirine bağlama
adımları birbirine uymayan
aklı fikri birbirine karışmak
akran grupların birbirine öğretimi
akranların birbirine öğretmesi
anne kız birbirine benzemiş
araçların birbirine bağımlılığı
arka arkaya birbirine çok yakın (taşıtlar)
arka bahçeleri birbirine bakan evler
ayakları birbirine dolaşmak
ayarlarını birbirine uydurmak
ayarlarını birbirine uygun
aynı şeyden birbirine zıt çıkarlar sağlamak
baba oğul birbirine benzemiş
bilgisayarla birbirine bağlı
bir bileşkenin parçalarının birbirine göre daha az etkili olması
bir hesap dönemindeki gelir ve gider tahakkuklarının birbirine uygunluğu
bir üreticinin ürettiği birbirine benzer ürünler
birbiri ardına dizilerek ve birbirine bağlı olarak çalışmak
birbirine açılan odalar
birbirine açılmak
birbirine ait kılmak
birbirine aykırı
birbirine bağımlı
birbirine bağımlı olma
birbirine bağırmak
birbirine bağlama
birbirine bağlama (radyoları, elektrik devrelerini)
birbirine bağlamak
birbirine bağlanabilirlik
birbirine bağlanan sentezleme
birbirine bağlanma
birbirine bağlanmak
birbirine bağlanmasına izin veren servis
birbirine bağlanmış
birbirine bağlantılı olmak (odalar)
birbirine bağlı
birbirine bağlı açı
birbirine bağlı atlamalar
birbirine bağlı binalar
birbirine bağlı konu dizini
birbirine bağlı olan
birbirine bağlı olma
birbirine bağlı olmak
birbirine bağlı olmayan
birbirine bağlı piyasalar
birbirine bağlı ya da tâbi olmak
birbirine bağlı yönetim
birbirine bağlılık
birbirine bastırmak
birbirine benzemek
birbirine benzememe
birbirine benzemeyen
birbirine benzemeyenlerin çiftleştirilmesi
birbirine benzemez
birbirine benzer
birbirine benzer çift kromozomdan oluşan
birbirine benzer kasabalardan her biri
birbirine benzer kat ve ofislerden oluşan blok
birbirine benzerlik
birbirine benzeyen şeyler birbirinin aynı değildir
birbirine bindirmek
birbirine birleştirmek
birbirine çarpmak
birbirine çok bağlı topluluk
birbirine çok yakın
birbirine değme durumunda
birbirine denk etme
birbirine denk yapmak
birbirine destek veren
birbirine dik
birbirine dikilmiş
birbirine dikmek
birbirine dokunan
birbirine dokunmak (iki eğri)
birbirine dolanma
birbirine dolaşmak
birbirine dolaşmış
birbirine dolaştırmak
birbirine dölanmak
birbirine düşman
birbirine düşmek
birbirine düşürmek
birbirine eklemek
birbirine eklenen
birbirine eşit olmak
birbirine eşit yapmak
birbirine geçen
birbirine geçirmek
birbirine geçirmek (çark dişlerini)
birbirine geçme
birbirine geçme zincir
birbirine geçmek
birbirine geçmek (çark dişi)
birbirine geçmek (çark dişleri)
birbirine geçmek (çarklar)
birbirine geçmek (dişler)
birbirine geçmek/geçirmek (çark dişleri)
birbirine geçmesiz işlem
birbirine geçmiş
birbirine geçmiş müteaddit dişli tertibatı
birbirine geçmiş yivli ve çizgili yüzeyler
birbirine giden
birbirine giden renkler
birbirine girişmek
birbirine girme
birbirine girmek
birbirine girmiş
birbirine gitmek
birbirine gitmeyen
birbirine göre
birbirine göre ayarlamak
birbirine güç veren
birbirine iliştirilen ve bir kişi tarafından ödenecek fatura
birbirine irtibatlamak
birbirine irtibatlı istasyon
birbirine kanı kaynamak
birbirine karış(tır)mak
birbirine karışan
birbirine karışan görüntü
birbirine karışma
birbirine karışmak
birbirine karışmamak
birbirine karışmaz
birbirine karışmış
birbirine karışmış saç
birbirine karıştırıp hazırlamak
birbirine karıştırma
birbirine karıştırmak
birbirine katıp hazırlamak (içki)
birbirine katmak
birbirine kaynaşmak
birbirine kaynaştırmak
birbirine kaynatmak
birbirine kenetlemek
birbirine kenetlenmek
birbirine kenetlenmek (çark)
birbirine kilitlenme
birbirine kilitlenmiş
birbirine kötülük etmek
birbirine muhtaç
birbirine nüfuz etmek
birbirine oturmak
birbirine öğretme
birbirine paralel gitmeyen
birbirine paralel uçuş
birbirine paralel yapmak
birbirine pek uymayan
birbirine sadık kalmak
birbirine sarılma (güreş)
birbirine sarılmak
birbirine sarılmak r
birbirine sarılmış
birbirine sarılmış (yaprak)
birbirine sarılmış yaprak
birbirine sarıp (taç- çelenk vb) yapmak
birbirine sarıp (taç- çelenk) yapmak
birbirine sıkıştırmak
birbirine sır söylemek
birbirine sokulmak
birbirine sokulmuş
birbirine sokulmuş insanlar
birbirine sokulmuş kişiler
birbirine sormak
birbirine sürtmek
birbirine tamamen yabancı olan insanlar
birbirine tamamen zıt
birbirine ters doğrultularda hareket eden buzulları ayıran sınır
birbirine ters düşen duygular içinde bulunma
birbirine tesir etme
birbirine tıpatıp benzemek
birbirine tıpatıp benzer
birbirine tutkunluk
birbirine tutturmak
birbirine tutunmuş çift basil
birbirine tümüyle zıt
birbirine uyan
birbirine uydurma
birbirine uydurmak
birbirine uygun
birbirine uygun çift
birbirine uygunluk
birbirine uyma
birbirine uymak
birbirine uymama
birbirine uymamak
birbirine uymayan
birbirine uymayan iki şeyi bağdaştırmaya çalışma
birbirine uymaz
birbirine uymazlık
birbirine uyumlu
birbirine yağ çekme
birbirine yakın
birbirine yakın birçok toplantının olduğu program
birbirine yakın böcek kanatları
birbirine yakın bulunma
birbirine yakın/dokunan
birbirine yakışan
birbirine yakışmak
birbirine yakışmayan
birbirine yakıştırmak
birbirine yaklaşan
birbirine yaklaşarak kavuşmak
birbirine yaklaşık diziler halinde
birbirine yaklaşma
birbirine yaklaşmak
birbirine yaklaştırmak
birbirine yapışık
birbirine yapışık taneciklerin oluşturduğu yığın
birbirine yapışma
birbirine yapışmak
birbirine yapışmış olmak
birbirine yapıştırmak
birbirine yaslanmış
birbirine zıt
birbirine zıt iki olumlu seçenekten birini seçmek zorundasın
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak
birbirine zıt olmak
bu iki oda birbirine açılıyor
bünyece birbirine benzeyiş
canlıların birbirine bağımlı yaşamaları
cıvata gibi iki nesneyi birbirine bağlamak için kullanılan alet
çark dişleri birbirine geçmek
çark dişlerini birbirine geçirmek
çeşitli şeylerin birbirine karışmış hali
çevresel açıdan birbirine bağımlı olma
değişik yiyecek maddelerini birbirine karıştıran (elektrikli) mutfak aleti
dikerek birbirine tutturmak
diskleri birbirine kaynatarak imal edilen türbin rotoru
dişleri birbirine geçmiş
dişleri birbirine kenetlemek
dişleri birbirine vurmak
dişlerin birbirine geçmesi
dişlerin birbirine geçmesi (çark/fermuar vb)
dişli çarkının dişlerinin birbirine geçmesi
dişlilerin birbirine geçmesi
dostlar birbirine bunu yapar
dövüşçülerin birbirine sarılması
düzenli bir şekilde birbirine bağlı
ellerini birbirine kenetlemek
eposta adreslerini birbirine vermek
eskrim müsakabasında kılıçların birbirine temas etmemesi
eşlerin birbirine kötü davranması
etle tırnak gibi olup birbirine çok bağımlı olmak
evlenerek birbirine bağlanmak
fırçalar ile birbirine paralel bağlı iki sargı vardır
güreş yerde devam ederken üstteki güreşçinin iki kolu ile rakibinin kafasını ve bir bacağını neredeyse birbirine temas edecek şekilde hapsetmesi
hareketlerle sesi birbirine uydurmak
hareketlerle sesi birbirine uygun
hatların birbirine yakın gelmesi
havada ayakları birbirine vurma
heceleri birbirine karıştırarak kötü telaffuz etme
heceleri birbirine karıştırarak kötü telaffuz etmek
hedef ve ödüllerin birbirine bağımlı olması
hırsızlar birbirine karşı dürüsttür
hücrelerin birbirine göre hareketi
ırkların özellikle siyahlarla beyazların birbirine karışması
ısınmak için (ellerini vb) birbirine sürtmek
iki bağlantı parçasını birbirine eklemekte
iki bezelye kadar birbirine benzer
iki dağcıyı birbirine bağlayan halat
iki dişlinin sabit olarak birbirine geçmesi
iki düzeyi birbirine bağlamak
iki güreşçinin de birbirine üstünlük sağlayamadığı pozisyon
iki ikişiyi birbirine düşürmek
iki kişiyi birbirine düşürerek sonuçtan çıkar sağlamak
iki kişiyi birbirine düşürmek
iki komşu sinir hücresinin uzantıları ile birbirine
iki mekanizmayı birbirine bağlayan alet
iki oyuncunun aynı anda birbirine dokunması
iki parçayı birbirine geçirmek
iki sert yüzün birbirine sürtünmesinden çıkan ses
iki şeyi birbirine uydurmak
iki şeyi birbirine vurmak
iki şeyi birbirine yapıştırmak
iki şeyin birbirine temas etmesi
iki tarafın birbirine karşı haiz olduğu alacaklar
iki ucu birbirine ekleme
iki yumurta kadar birbirine benzer
ilgili parçaları birbirine bağlamak
iple birbirine bağlamak
kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan tel
kanunların birbirine yakınlaştırılması
karşılıklı engelleri birbirine göre zigzaglı balık geçidi
karşılıklı olarak birbirine bağımlı
kenarları birbirine bitişik
kırık kemikleri birbirine kaynaştıran kemik doku
kolların birbirine paralel, yere eğik olarak gergin ve önde-aşağıda tutulduğu durum
kolların birbirine ve yere paralel olarak gergin
kopmaz bağlarla birbirine bağlanmış
koridora çıkmadan doğrudan doğruya birbirine geçiş olanağı veren kapıları bulunan iki veya daha fazla sayıda oda
madeni levha üzerinde birbirine mütenazır oluklar açma
malların birbirine karışması
müteselsil ve birbirine bağlı cirolar
normalde ayrı olan iki organ ya da zarın iltihap gibi nedenlerle birbirine yapışması
okçuların oklarının birbirine karışmasını önlemeye yarar renkli şeritler
olanı biteni sözleri birbirine ekleyerek bir tahminde bulunmak
omurgaları birbirine dik gelecek şekilde sıralanmış gemilerin oluşturduğu dizi
ortalığı birbirine katmak
oynak iki parçayı birbirine birleştiren parça
önceden birbirine karıştırılmış bileşenler veya öğelerden oluşan bir ürün
pantolonu ve bluzu birbirine düğmelenen çocuk tulumu
perde ile birbirine bağlı iki kolonlu orta ayak
petekleri birbirine bağlayan mum
pres veya basınçla birbirine geçirme
rakiplerin birbirine diş bilediği karşılaşma
renklerin birbirine uygun olması
rollerin birbirine bağımlı olması
saç sakal birbirine karışmak
sarsılıp birbirine çarpmak
senkromens (dişlilerin birbirine geçişi)
sesle hareketi birbirine uydurma (sinema)
sıkıştırıp birbirine kaynatma
sıvı ya da gazların birbirine sızma basıncı
sille tokat birbirine girmek
sonuçların birbirine çok yakın olduğu yarış, yarışma, seçim vb
söylediğiyle yaptığı birbirine uymak
sözleri birbirine uymamak
suyla ateş gibi birbirine zıt
tıpkı birbirine benzer
toprağın birbirine tutunma özelliği
toprağın birbirine tutunması
uçlan birbirine bağlamak
uçlarını birbirine eklemek
uçlarını birbirine yapıştırmak
uyakları birbirine ekleme
yakınların birbirine karşı duyduğu sevgi ve ilgi
yalnız başına olarak mâna vermeyen kelimeler birbirine nispet edildiği zaman müessirdir
yasaların birbirine yakınlaştırılması
yaşamları birbirine bağlı canlı topluluğu
yeri göğü birbirine katmak
1: 0 ms