Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2651barış = hazar [öz Türkçe - eski terim]
barış = sulh [öz Türkçe - eski terim]
BARIŞ = (barış nedir; barış ne demek; barış İngilizcesi) 1. Barışma işi: «Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter.» -M. Ş. Esendal. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar: «Atatürk'ün insan haklarına ve dünya barışına ne kadar saygılı bir lider olduğunu ifade etti.» -H. Taner. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç: Barış içinde yaşamak. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam: «Devlet işçi işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.» -Anayasa.
BARIŞ = (barış nedir; barış ne demek; barış İngilizcesi) 1. Savaş içinde olmayan bir ülkenin durumu. 2. Savaştan sonra dev letler arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması.
BARIŞ = (barış nedir; barış ne demek; barış İngilizcesi) Götürü, kabala, toptan.
BARIŞ = (barış nedir; barış ne demek; barış İngilizcesi) sulh (karş. uzlaşma). ~ yargıcı: sulh hâkimi. ~ yargılığı: sulh mahkemesi.
barış = musalaha [Türkçe - Osmanlıca]
barış = salâh [Türkçe - Osmanlıca]
barış = sulh [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words