Bilgiler
Gramer
Kullanım
Terminoloji
Hakkında
Hakkımızda
Geribildirim
Kaynakça
Medya
Uygulama
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
araya
Türkçe - İngilizce
ana kullanım
01.
araya
between
ilgili sözler / related words
-de bir araya gelmek
araya almak
araya aralık koymak
araya araya bulmak
araya bir şey sokma
araya bir şey sokup kilidin dilini kaydırarak açmak (kapıyı)
araya çizgi koy
araya dağlar sokmak
araya dalmak
araya ekle
araya ekleme
araya ekleme kipi
araya ekleme modu
araya ekleme noktası
araya eklemek
araya eklenen şey
araya eklenmiş
araya girdiğim için kusura bakmayın
araya girdirmek
araya giren
araya giren etken
araya giren kimse
araya giren volkanik kaya
araya girerek ödeme
araya girici mutajenez
araya girilen reklam
araya girme
araya girme basıncı
araya girme jakı
araya girme kaybı
araya girme kazancı
araya girme rölesi
araya girme saldırısı
araya girme sinyali
araya girme sinyali (telefon)
araya girme suretiyle kabul
araya girme tonu
araya girmek
araya girmek (with/for ile)
araya girmiş istasyon
araya gitmek
araya intron alarak bölünmüş çim
araya karışmak
araya kısa
araya konulan şey
araya koyma
araya koymak
araya koyum
araya mesafe koyan
araya mesafe koyma
araya mesafe koymak
araya resmiyet koyarak
araya satır yapıştır
araya sıkışmak
araya sıkıştırılmak
araya sıkıştırmak
araya sınır koymak
araya soğukluk girmek
araya sokma
araya sokma damgası
araya sokma kazancı
araya sokma kipi
araya sokma noktası
araya sokma yitimi
araya sokmak
araya sokulan mineral yünü
araya sokulmuş
araya tohumlama
araya vermek
araya yapıştır
araya yerleştirme
araya yerleştirmek
bağırarak bir araya toplamak
bilet rezervasyonlarını bir araya toplama
bilgileri bir araya getirmek
bir araya
bir araya bağlama
bir araya bağlamak
bir araya gelememek
bir araya gelerek kitle oluşturmuş buz parçaları
bir araya gelip birleşme (damar, sinir vb)
bir araya gelip birleşmek
bir araya gelip birleşmek (damar, sinir vb)
bir araya gelip konuşmak
bir araya gelme
bir araya gelmek
bir araya gelmek (olaylar)
bir araya gelmek (yardım veya destek için)
bir araya gelmiş
bir araya getirecek şekilde
bir araya getiren
bir araya getirilmiş
bir araya getirme
bir araya getirmek
bir araya getirmek (mal, para, güç vb)
bir araya karmakarışık toplanmak
bir araya konmak
bir araya koyma
bir araya koymak
bir araya sıkışmak
bir araya sıkıştırmak
bir araya toplama
bir araya toplamak
bir araya toplanan sürü
bir araya toplanma
bir araya toplanmak
bir araya toplanmış sanat eseri
bir dakika araya girebilir miyim
bir sonuç çıkarmak (ipuçlarını bir araya getirerek)
birleştirmek bir araya getirmek
bunun için bir araya gelmiş insanlar (servis araçları gibi)
cazcıların bir araya gelerek müzik yapması
dağılmış şeyleri/insanları bir araya toplama
daha büyük bir sistemin parçasını oluşturmak üzere bir araya getirilmiş birkaç makine bileşini
dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
değişik acentelerinden yapılmış bilet rezervasyonlarını bir araya toplamak
değişik seyahat acenteleri tarafından yapılmış rezervasyonları bir araya getiren şirket
dünya bir araya gelse
düşünsel olarak bir araya getirme
farklı görüntülerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan video
fıçı tahtalarını bir araya getirip fıçı yapmak
harflerin bir araya gelişi
hayvanları bir araya getirmek
hep bir araya toplamak
herhangi bir amaçla bir araya toplanmış insan kalabalığı
huzuru bozacak biçimde bir araya gelip dağılmama
hücredeki yanlış araya girme oranı
iki dünya bir araya gelse
iki sözü bir araya getirememek
iki şeyin bir araya gelmesi
iki ucunu bir araya getirememek
iki ucunu bir araya getirmek
iki veya daha çok sayıda embriyonun bir araya gelmesinden oluşan ve birden fazla filiz veren tohum
iki yakası ancak bir araya gelmek
iki yakası bir araya gelmek
iki yakası bir araya gelmemek
iki yakasını bir araya getirebilmek
iki yakayı bir araya getirmek
iş gücü arzı ve talebini bir araya getirmek
işgücü arzı ve talebini bir araya getirmek
izninizle araya girmek istiyorum
karaçalı gibi araya girmek
kendi akranlarıyla bir araya gelir
kitapta kalınan sayfayı belirtmek için araya konan karton/kurdele vb
koyunlar gibi karmakarışık bir halde bir araya toplanmış
kuyrukta araya girmek
müdahale, araya girme, karışma
münasebetsizce araya giren
özel bir amaçla bir araya toplanmış insanlar
parçaları bir araya getirmek
parçaları bir araya toplamak
seçili hücreleri araya yapıştır
sevkıyat için malları bir araya toplamak
sıfır bitini araya sokma
sığırı bir araya toplama
sürü gibi bir araya gelmek veya toplanmak
sürüyü bir araya toplama
talim ya da yoklama için bir araya toplamak
talim ya da yoklama için bir araya toplanmak
toplayıp bir araya getirmek
uzun bir aradan sonra yeniden bir araya gelme
üç beş kuruş bir araya getirmek
yeniden bir araya gelme
yeniden bir araya gelmek
yeniden bir araya getirme
yeniden bir araya getirmek
yeniden bir araya getirmek (eski arkadaşları vb)
yeniden bir araya toplamak
yığınla bir araya toplanmak
yunanlılar bir araya gelince halat çekme yarışı başlar
zorla araya girme
1: 0 ms