• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

raise - rise

Yanlış : Prices are raising.

Doğru : Prices are rising.

Fiyatlar yükseliyor.


Yanlış : He rose his hat.

Doğru : He raised his hat.

Şapkasını yukarı kaldırdı.


Raise eylemi, bir nesne alır, etken veya edilgen çatıda kullanılabilir, rise ise nesne almaz ve edilgen çatıya sokulamaz.


raise: (raised, raised, raising) kaldırmak; yükseltmek, artırmak; yetiştirmek


He raised the flag.

Bayrağı yükseltti.


She raised the curtain.

Perdeyi yukarı kaldırdı.


He raised his hand to say something.

Bir şey söylemek için elini kaldırdı.


In his garden my uncle raises all kinds of vegetables.

Amcam bahçesinde her çeşit sebze yetiştirir.


She raised three sons.

Üç oğlan yetiştirdi.


rise: (rose, risen, rising) kalkmak; yükselmek, artmak; doğmak


The sun rose.

Güneş doğdu.


The sun rises in the east.

Güneş doğudan doğar.


Prices have risen sharply.

Fiyatlar birden yükseldi.


She rose from the table.

Masadan kalktı.


What time did you rise this morning?

Bu sabah kaçta kalktın?