propose - offer
Yanlış : He proposed her some ice cream.
Doğru : He offered her some ice cream.
Ona biraz dondurma ikram etti.
Yanlış : He proposed to help her.
Doğru : He offered to help her.
Ona, yardım etmeyi teklif etti.
Propose, resmi olarak bir plan veya görüş önermek anlamındadır. Offer, ise ikram etmek, alması için teklif etmek anlamındadır.
The professor proposed a boycott of the meeting.
Profesör toplantının boykotunu önerdi.
We proposed a motion that the chairman resign.
Başkanın istifa etmesi için bir önerge teklif ettik.
The minister proposed a cut in the tax.
Bakan vergide kesinti önerdi.
The old woman offered the man some food.
Yaşlı kadın adama biraz yiyecek ikram etti.
My father offered to take us to the zoo.
Babam bizi hayvanat bahçesine götürmeyi teklif etti.
He's offered to do the dishes.
Bulaşıkları yıkamalı teklif etti.