• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

feel

Yanlış : I am feeling (that) I should take more exercises.

Doğru : I feel (that) I should take more exercises.

Daha fazla egzersiz yapmam gerektiğine inanıyorum.


Yanlış : I am not feeling (that) he is cut out for that post.

Doğru : I don’t feel (that) he is cut out for that post.

O görev için biçilmiş kaftan olduğu görüşünde değilim.


Görüşünde olmak, inanmak anlamında kullanılan feel, -ing almaz.


Yanlış : I am feeling a mosquito biting me.

Doğru : I feel a mosquito biting me.

Bir sivrisinğin beni ısırdığını hissediyorum.


Bir dış uyaranı hissetmek anlamında kullanılan feeling almaz. Ancak dokunmak, ellemek anlamındaki fiil –ing alabilir. 


I suddenly felt a spider crawling up my neck.

Aniden boynumdan yukarı doğru ilerleyen bir örümcek hissettim.


Mother is feeling my shirt to see if it is still wet.

Hâlâ ıslak olup olmadığını anlamak için annem gömleğime dokunuyor.


Kişinin fiziksel veya zihinsel olarak hissettiği şeyleri belirtmek için kullanılan feel ing alabilir.


How do you feel?

: How are you feeling?

Kendini nasıl hissediyorsun?


I feel fine.

: I'm feeling fine.

Kendimi iyi hissediyorum.


I feel all right.

: I am feeling all right.

Kendimi iyi hissediyorum.


I wasn't feeling well when the guests arrived.

Konuklar geldiği zaman kendimi iyi hissetmiyordum.


These days I'm feeling tired and depressed.

Bugünlerde kendimi yorgun ve keyifsiz (moralsiz) hissediyorum.


Yanlış : I'm feeling myself terrible.

Doğru : I'm feeling terrible.

Kendimi berbat hissediyorum.


Yanlış : I feel myself more comfortable in casual clothes.

Doğru : I feel more comfortable in casual clothes.

Spor kıyafetlerle kendimi daha rahat hissediyorum.


Hissetmek anlamındaki feel, myself, himself gibi bir dönüşlü zamirle kullanılmaz.