must

must

1. Zorunluluk gösterir.

You must stay in bed for a couple of days.

Birkaç gün yatakta kalmalısın.

We must find a porter to carry the luggage.

Bagajı taşıması için bir hamal bulmalıyız.

Motorists must carry a red warning triangle and a first-aid kit.  

Sürücüler kırmızı uyarı üçgeni ve ilkyardım çantası bulundurmalı.

2. Tahmin belirtir.

He drives a Mercedes. He must be rich.

Mersedes kullanıyor. Zengin olmalı.

3. Olumsuzda yasaklama belirtir.

He mustn't dress so casually for work. 

İş için öyle spor giyinmemeli.

You mustn't get any exercise without medical advice.

Tıbbi tavsiye olmadan egzersiz yapmamalısın.

4. must have done = -mış olmalı

Geçmiş ile ilgili güçlü bir tahmin gösterir.

There's no cheese left. They must have finished it.

Peynir kalmamış. Onu bitirmiş olmalılar.

He is late. He must have been stuck in a traffic jam.

Gecikti. Trafiğe yakalanmış olmalı.