• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

cleft sentences

cleft sentences

cleft sentences = vurgulu tümceler


A- Cleft sözcüğü her ne kadar çatlak, yarık anlamına geliyorsa da tümce düzeni göz önüne alınarak verilen bu ismi Türkçeye "vurgulu" olarak çevirmek yerinde olacaktır. Önce şu İngilizce cümleyi inceleyelim.


Sharon gave a gardening book to your father in the park yesterday.


Bu tümce Türkçeye çok farklı şekillerde çevrilebilir:


1. Dün parkta babana Sharon bir bahçıvanlık kitabı verdi.

2. Sharon babana bir bahçıvanlık kitabını parkta dün verdi.

3. Dün babana Sharon bir bahçıvanlık kitabını parkta verdi.

4. Dün parkta Sharon bir bahçıvanlık kitabını babana verdi.

5. Dün parkta babana bir bahçıvanlık kitabını Sharon verdi.

 

Görüldüğü gibi Türkçede tümce öğelerinin yeri oldukça esnek olup değiştirilebilmektedir. Oysa İngilizcede tümce düzeni hemen hemen sabit olup değiştirilemez. Dikkat ettiyseniz Türkçe çevirilerde verdi fiilinden önce gelen kısım her defasında değiştirilmiştir ve yeri nedeniyle bir vurgu kazanmıştır. Bu vurgulu öğeleri İngilizcede nasıl göstereceğiz? Bunun iki yolu vardır: Birincisi konuşma dilinde ilgili, yani vurgulu olmasını isteğimiz kısmı gerçekten vurgulu söylemek, ikincisi ise yazıda (ve tabii ki konuşmada) it be + vurgulu öğe + that tümce yapısını kullanmaktır. Bu tümce düzenine göre şimdi köşeli ayraç içindeki tümce birimini vurgulu gösterelim:


1. Sharon gave [a gardening book] to your father in the park yesterday.

Dün parkta babana Sharon bir bahçıvanlık kitabı verdi.

It was a gardening book that Sharon gave to your father in the park yesterday.

Dün parkta Sharon’ın babana verdiği (şey) bir bahçıvanlık kitabı idi.


2. Sharon gave a gardening book to your father in the park [yesterday].

Sharon babana bir bahçıvanlık kitabını parkta dün verdi.

It was yesterday that Sharon gave a gardening book to your father in the park.

Parkta Sharonın babana bir bahçıvanlık kitabı verdiği zaman dün idi.


3. Sharon gave a gardening book to your father [in the park] yesterday.

Dün babana Sharon bir bahçıvanlık kitabını parkta verdi.

It was in the park that Sharon gave a gardening book to your father yesterday.

Dün Sharonın babana bir bahçıvanlık kitabı verdiği yer park idi.


4. Sharon gave a gardening book [to your father] in the park yesterday.

Dün parkta Sharon bir bahçıvanlık kitabını babana verdi.

It was to your father that Sharon gave a gardening book in the park yesterday.

Dün Sharonın parkta bir bahçıvanlık kitabını verdiği kişi baban  idi.


5. [Sharon] gave a gardening book [to your father] in the park yesterday.

Dün parkta babana bir bahçıvanlık kitabını Sharon verdi.

It was Sharon that gave a gardening book to your father in the park yesterday.

Dün parkta babana bir bahçıvanlık kitabını veren kişi Sharon idi.


Eğer vurgulanan öğe özne ise, bu kalıpta that yerine who da kullanılabilir.


My girlfriend Jane taught me English.

Bana İngilizceyi Kız arkadaşım Jane öğretti.

It was my girlfriend Jane that taught me English.

= It was my girlfriend Jane who taught me English.

Bana İngilizceyi öğreten kişi kız arkadaşım Jane idi.

 

Eğer vurgulanan öğe zamir ise, özne durumundaki zamir (I, you, he, she, it, we, they) veya nesne durumundaki zamir (me, you, him, her, it, us, them) kullanılabilir.


It'll be I who will suffer the consequences.

It'll be me that will suffer the consequences.

Sonuçlardan zarar görecek olan ben olacağım.


B- Özne veya nesne durumundaki bir öğeyi vurgulamanın diğer bir yolu da what ... be ... yapısını kullanmaktır. Örnekleri inceleyiniz.


She hurt my feelings. / Duygularımı incitti.

What she hurt was my feelings. / İncittiği şey duygularımdı.

I like her lips. / Onun dudaklarından hoşlanıyorum.

What I like is her lips. / Hoşlandığım şey onun dudaklarıdır.

 

C- Vurgulanan kısım bir belirteç yantümcesi (adverbial clause) olabilir.


The telephone rang while we were playing cards. 

Kâğıt oynarken telefon çaldı.

It was while we were playing cards that the telephone rang.

Telefon, biz kâğıt oynarken çaldı. (Biz kâğıt oynuyorduk ki telefon çaldı.)


His telephone was cut off because he hadn't paid his bill.

Telefonu kesildi çünkü faturasını ödememişti.

It was because he hadn't paid his bill that his telephone was cut off.

Telefonunun kesilme nedeni faturayı ödemeyişindendi.


He went to Germany after he had done his military service.

Askerliğini bitirdikten sonra Almanya’ya gitti.

It was after he had done his military service that he went to Germany.

Almanya’ya gitmesi askerliğini bitirmesinden sonra oldu.

 

The man's been standing on the corner since I came here.

Buraya geldiğimden beri adam köşede dikeliyor.

It was since I came here that the man's been standing on the  corner.

Adam köşede ben buraya geldiğimden beri dikeliyor.


I moved to a new flat to be near my work.

İşime yakın olmak için yeni bir daireye taşındım.

It was to be near my work that I moved to a new flat.

Yeni bir daireye taşınma amacım işime yakın olmaktı.


D- Vurgulu tümcelerin soru biçimleri aşağıdaki örneklerde olduğu gibi yapılır.


It was my father that took the children to the natural history museum.

Çocukları doğal tarih müzesine götüren babamdı.

Who was it that took the children to the natural history museum?

Çocukları doğal tarih müzesine götüren kimdi?


It was yesterday that we paid for drinks at the Paradise Hotel.

Paradise Hotel'de içkilerin parasını dün verdik.

When was it that we paid for drinks at the Paradise Hotel?

Paradise Hotel'de içkilerin parasını ne zaman verdik?


It was butter that I used to cook the fish.

Balığı pişirmek için tereyağını kullandım.

What was it that you used to cook the fish?

Balığı pişirmek için neyi kullandın?