Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 306deniz = bahir [öz Türkçe - eski terim]
deniz = derya [öz Türkçe - eski terim]
DENİZ = (deniz nedir; deniz ne demek; deniz İngilizcesi) 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. 2. Bu su kütlesinin belirli bir parçası: Marmara Denizi. Karadeniz. 3. Aydaki düzlükler. 4. mec. Geniş alan: «Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz» -E. B. Koryürek. 5. mec. Çokluk, yoğunluk.
DENİZ = (deniz nedir; deniz ne demek; deniz İngilizcesi) Dekorda deniz görünümünü sağlayan taban.
DENİZ = (deniz nedir; deniz ne demek; deniz İngilizcesi) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı tuzlu su kütlesi.
DENİZ = (deniz nedir; deniz ne demek; deniz İngilizcesi) Yerkabuğunun çukur kesimlerini dolduran, bağlı olduğu anadenize göre daha az derin, karasal sahanlıkları daha yaygın ve karaların etkisine çokça açık tuzlu su alanları.
DENİZ = (deniz nedir; deniz ne demek; deniz İngilizcesi) Yeryuvarlağı üzerinde su ile kaplı bölgeler; Ay'daki düzlükler.
deniz = âb [Türkçe - Osmanlıca]
deniz = bahr [Türkçe - Osmanlıca]
deniz = deryâ [Türkçe - Osmanlıca]
deniz = lücce [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words