legal terms / hukuk terimleri
abduction kaçırma (çocuk/kadın)
accomplice, confederate suç ortağı
adultery zina
alias namı diğer, öbür adıyla; takma at
alimony nafaka
allegation iddia, dava önergesi
amnesty genel af
arson yangın çıkarma, kundakçılık
assault saldırı
attorney general adalet bakanı
beneficiary yararlanan kimse
bigamy çokeşlilik
blackmail şantaj
breach of promise sözünden dönme, cayma
breach of trust emniyeti kötüye kullanma, güvenin yitirilmesi
bribery rüşvet
burglary (geceleyin) ev soyma
capital punishment, death penalty ölüm cezası
circumstantial evidences küçük kanıtlar
claim hak iddia etme, dalep, dava
commutation (of the sentence) cezanın hafifletilmesi ya da değiştirilmesi
compensation, indemnity tazminat
confession suçunu kabul etme
confiscation elkoyma
contempt of court mahkemeye itaatsizlik
coroner kuşkulu ölüm olaylarının nedenini soruşturan görevli
coroner's inquest/verdict kuşkulu ölüm olaylarının nedeninin araştırılması
counterclaim karşı dava
court martial askeri yargılık, divanı harb
crime ağır suç, cürüm
criminal law ceza hukuku
cross-examination sorguya çekme, şaşırtıcı sorular sorma
de facto bilfiil, fiilen
de jure hukuken
defedant davalı
die intestate vasiyetname bırakmadan ölmek
district attorney bölge savcısı, başsavcı
divorce boşanma
electrocution elektrikle öldürme
embezzlement zimmetine geçirme
evidence kanıt, delil
execution öldürme, idam
executor vasiyet hükümlerini yerine getiren kimse
expropriation istimlak, kamulaştırma
extortion zorla alma
Fifth Amendment ABD Anayasasında 'bir kimsenin kendi suçları hakkında tanıklık etmeme hakkı
foreman başkan, yargıcı kurulu başkanı
forgery sahtekârlık
fraud dolandırıcı, sahtekâr
fraudulence hilekârlık, dolandırıcılık
heir varis, kalıtçı
hijack, hijacking taşıt soyma; hava korsanlığı
homicide, manslaughter adam öldürme
house arrest evde göz hapsi
illegitimate, out of wedlock evlilik dışı, doğru olmayan
illicit, illegitimate yasadışı, yasak
immunity from prosecution kovuşturmanın yapılmaması, suçlamanın kaldırılması
imprisonment tutuklanma
in abeyance askıda kalmış, askıda
in camera gizli oturumda, gizli celsede
incest hısımla sevişme
indicency ahlaksızlık
indictment suçlama
inflagrante delicto cürmümeşhut, suçüstü
inquest adli soruşturma
intestate vasiyetname bırakmadan ölen
judge hakim
jurist hukukçu
juror, juryman jüri üyesi
jury yargıcılar kurulu, jüri
juvenile delinquency çocuk suçluluğu
kidnap kaçırma (çocuk/adam)
lawsuit, suit, action, case dava
lawyer, attorney, advocate, solicitor, barrister avukat
leading question güdücü soru, yönlendirici soru, tanığa istenen yanıtı alacak tarzda sorulan soru
legal, lawful yasal, doğru
legislative yasa yapan, yasamalı
lex talianos kısasa kısas
libel, slander kara çalma, iftira
literary executor bir yazarın yayımlanmamış notları, yapıtları vb. yazınsal etkinliği konusunda ölümünden sonra görevlendirdiği kişi
malfeasence görevi kötüye kullanma, yolsuzluk
malpractice görevi kötüye kullanma
malpractice suit görevi kötüye kullanma davası
mandatory zorunlu, gerekli
matrimonial evlilikle ilgili, ailevi
minor ergin olmayan, rüştünü ispat etmemiş
mitigating causes hafifletici sebepler
mugging saldırıp soyma
next of kin en yakın akraba
notary (public) noter
objection itiraz
obscenity müstehcenlik, açıksaçıklık
off the record kaydedilemez, yayımlanamaz, açıklanamaz, gizli
offence hafif suç
on bail kefaletle
palimony onarımlık, ayrılık nafakası, erkeğin evlilik dışı birlikte yaşadığı kadına ödediği ayrılık nafakası
pardon af, bağışlama
pickpocket yankesici
plaintiff davacı
plea bargaining dava pazarlığı
plea, defence müdafaa, savunma
plead (hukuk davasında) davaya cevap vermek; (ceza davasında) savunma yapmak
plead guilty suçu kabul etmek
plead unguilty suçu reddetmek
plea bargaining dava pazarlığı
prison tutuklama, yakalama
probation yeniden suç işlemeyeceğine değgin söz alıp ceza vermeyerek salıverme
probation officer bu tür hafif suçluyu gözaltında tutan, ona yardım edip uyaran kimse
public nuisance başkalarına başağrısı olan şey/kimse
public prosecutor savcı
rape ırzına geçme
release on bail kefaletle tahliye
robbery adam soyma, soygunculuk
satisfaction tarziye
scot-free cezasız
seduction baştan çıkarma, ayartma
self-defence meşru müdafaa
settlement of courts davaya katılmayı istememe, dava istememe
shotgun wedding zorla yapılan evlilik
skyjacking hava korsanlığı
statutory yasaya uygun, yasal
subpoena çağrı
supreme court anayasa mahkemesi
suspension (of the sentence) cezanın ertelenmesi
testimony tanıklık, şahadet
theft hırsızlık
to bail sb out kefalet ödeyerek tahliye ettirmek
to bring a suit (of law) (against) dava açmak
to commit a crime suç işlemek
to fall/go into abeyance geçerliliği kalkmak, geçersiz olmak
to file a complaint (against) dava açmak
to jump one's bail ortadan kaybolup kefilini, kefalet karşılığını ödemeye mecbur bırakmak, kefaletten kaçmak
to overrule aleyhine karar vermek, kararını bozmak, geçersiz kılmak
to sustain kabul etmek
under arrest tutuklanmış, tutuklu
under house arrest evde gözaltında
usufruct intifa hakkı
verdict, sentence (yargısal) karar
versus, v karşı
will vasiyetname
with due process of law (yürürlükteki) yasa gereğince
Your Honour, His Honour (yargıca saygılı sesleniş)