• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

listen - hear

Listen dinlemek, hear işitmekduymak demektir.


He likes listening to jazz.

Caz dinlemeyi sever.


She never listens to what I say.

Söylediğim şeyi asla dinlemez.


As we were listening to the radio, someone knocked at the door.

Biz radyo dinliyorken birisi kapıyı çaldı.


I heard a bang. It sounded like a gun-shot.

Bir gürültü duydum. Silah sesine benziyordu.


I can barely hear what you're saying.

Ne söylediğini zar zor duyuyorum.


We heard a bomb go off in the middle of the night.

Gecenin köründe bir bombanın patladığını duyduk.


Bir müzik icraatından söz ederken sanatçıyı veya müziği dinlemek listen ile değil, hear ile söylenir.


That was the first time I ever heard Hayko Cepkin.

Bu Hayko Cepkin’i ilk kez dinleyişim.


Bazen birinin söylediği şeyi veya bir programı dinlemek de hear ile söylenir.


Did you hear the news programme on the radio?

Radyodaki haber programını dinledin mi?


I don’t want to hear your explanation of how you lost the match.

 

Maçı nasıl kaybettiğinizle ilgili açıklamanı dinlemek istemiyorum.