• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

lie

Yatmak, uzanmak anlamındaki lie ile yalan söylemek anlamındaki lie’ın geçmiş zaman biçimleri farklıdır.


lie : (lay, lain, lying) uzanmak, yatmak (hiç nesne almaz)


He ordered the dog to lie down.

Köpeğe yatmasını emretti.


The dog is lying right beside the gate.

Köpek bahçe kapısının tam yanında yatıyor.


The tramp was lying on the pavement.

Serseri kaldırımda yatıyordu.


It was cold and the cat lay down by the fire.

Hava soğuktu ve kedi şöminenin yanında yatıyordu.


We lay down on the grass and ate our sandwiches.

Çimenlerde uzandık ve sandviçlerimizi yedik.


Her clothes were lying on the bed.

Giysileri yerde duruyordu.


Why don't we lie in the sun?

Neden güneşlenmiyoruz?


lie : (lied, lied, lying) yalan söylemek


He lies all the time.

Her zaman yalan söyler.


He was lying when he said that he didn't take bribes.

Rüşvet almadığını söylediği zaman yalan söylüyordu.


She is quite obviously lying.

Apaçık yalan söylüyor.


Lie aynı zamanda yalan anlamında isim olarak da kullanılır.


She was accused of telling lies.

Yalan söylemekle suçlandı.


No one will believe your lie.

Hiç kimse yalanına inanmayacak.