floor - ground
Yanlış : Take your trousers off the bedroom ground.
Doğru : Take your trousers off the bedroom floor.
Pantolonunu yatak odası zemininden kaldır.
Yanlış : The saucepans fell onto the kitchen ground with a great clatter.
Doğru : The saucepans fell onto the kitchen floor with a great clatter.
Tava büyük bir tangırtı ile mutfak zeminine düştü.
Yanlış : The ground in the concert hall was a mosaic of pastel colours.
Doğru : The floor in the concert hall was a mosaic of pastel colours.
Konser salonunun döşemesi pastel renkler mozayiği idi.
Floor oda gibi kapalı mekânların döşemesi anlamına gelen yerdir, ground ise dışarıdaki yeryüzü zemini olan yerdir.
The child's toys were lying in the middle of the floor.
Çocuğun oyuncakları zeminin/yerin ortasında duruyordu.
His clothes were lying on the floor.
Giysileri yerde duruyordu.
You shouldn't sit on the ground just after it's been raining.
Yağmur yağdıktan hemen sonra yere oturmasan iyi olur.
Floor sözcüğünün kat anlamı da vardır ve bu anlamda da on ilgeci ile kullanılır.
He lives on the tenth floor.
Onuncu katta oturur.
Your room is on the seventh floor, so you have to use the lift.
Odanız yedinci katta, bu yüzden asansörü kullanmak zorundasınız.