• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

effective - efficient

Yanlış : He made an efficient speech.

Doğru : He made an effective speech.

Etkileyici bir konuşma yaptı.


Yanlış : We need an effective secretary.

Doğru : We need an efficient secretary.

İşinin ehli bir sekretere ihtiyacımız var.


Effective (etkili) bir şey, istenen sonucu verir; efficient (verimli, işinin ehli) kişi, kurum veya makine, enerji ve vakti iyi kullanarak işi iyi yapar.


Advertising on TV is a very effective way to increase the sales.

TV’de reklam yapma satışları artırmak için çok etkili bir yoldur.


You needn't be worried about your baldness; there are effective products in the market.

Kelliğinle ilgili endişe etmene gerek yok; piyasada etkili ürünler var.


The company's success is largely due to the efficient management.

Şirketin başarısı büyük ölçüde işten anlayan bir yönetime bağlıdır.


For all her experience, she’s not an efficient secretary.

Tüm deneyimine rağmen, işinin ehli bir sekreter değil.