• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

boundary – border – frontier

boundary – border – frontier

 

Bir arazi veya bölgenin sınırı boundary, iki ülke arasındaki sınır border demektir. Güvenlik güçlerinin bulunduğu, farklı yönetim biçimleri olan ülke sınırlarından söz ediliyorsa frontier kullanılır.


We are against a prison within our city boundary.

Şehir sınırlarımız içinde bir cezaevine karşıyız.

 

Some refugees have been turned back at the border.

Kimi mülteciler sınırdan geri döndürüldüler.

 

The troops were stationed on the northern frontier.

Askerler kuzey sınırına konuşlandırıldı.