borrow – lend
borrow – lend
Yanlış : I've left my pen at home. Can you borrow me one?
Doğru : I've left my pen at home. Can you lend me one?
Dolmakalemimi evde bıraktım. Bana bir tane ödünç verebilir misin?
Borrow ödünç/borç almak, lend ödünç/borç vermek anlamına gelir.
We borrow books from the library.
Kütüphaneden kitap ödünç alırız.
He has never borrowed money from me.
Benden hiç borç para almadı.
Turkey had to borrow some money from the World Bank.
Türkiye Dünya Bankasından biraz para almak zorunda kaldı.
Yesterday he borrowed my dictionary. I hope he returns it soon.
Dün sözlüğümü ödünç aldı. Umarım yakında geri verir.
I asked him to lend me fifty liras.
I asked him to lend fifty liras to me.
Ondan bana elli lira borç vermesini istedim.
I'll lend you my car if you promise to drive carefully.
Dikkatli kullanacağına söz verirsen arabamı sana ödünç veririm.
Can you lend me some money till Tuesday?
Salıya kadar bana biraz borç para verebilir misin?