Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2448şaşkın = şaşkoloz [öz Türkçe - eski terim]
şaşkın = hayran [Türkçe - Osmanlıca]
şaşkın = hayretzede [Türkçe - Osmanlıca]
şaşkın = mebhût [Türkçe - Osmanlıca]
şaşkın = mütehayyir [Türkçe - Osmanlıca]
şaşkın = sergerdân [Türkçe - Osmanlıca]
şaşkın = vâlih [Türkçe - Osmanlıca]
ŞAŞKIN
1. Ne yapacağını bilemez duruma gelmiş, kafası karışmış: Araba dağın başında çalışmıyor, şaşkınım.
2. Akılsız, alık, sersem: Ağrı kesici almasını söylemiştim, almadan döndü şaşkın.
3. Sevimli bir şekilde çılgın: Şaşkın, o kız çok zengin, sana bakar mı hiç?
4. Hasta, güçsüz.
5. Tembel.