Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4649 ÖTMEK
1. (kuş veya böcekler) değişik tonda ses çıkarmak: Parktaki ağçalarda kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor.
2. (üflemeli çalgı) sesi çıkmak: Bu boru ötmüyor.
3. (argo) Konuşmak, sözünü etmek, istemediği halde baskıyla söylemek zorunda kalmak
4. Buluğa ermek, erinleşmek, evlenme isteği göstermek.
5. Hayvan cinsel istek duymak.
6. Kavga aramak, horozlanmak.
7. Anlamsız, boş konuşmak: Boş ver, onu dinleme, ötüyor işte.
8. Oyunda kazanarak karşısındakinin elinde olanı almak.
9. (yemek, turşu, pekmez vb. yiyecekler) ekşimek.
10. Yüksekten atmak.
11. (sarhoş) kusmak.
12. (teke) melemek.
13. Ekmek.
14. Geçmek, aşmak.
15. Öğütmek.
16. Ölmek.