Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 7654ÖKSÜZ = (öksüz nedir; öksüz ne demek; öksüz İngilizcesi) 1. Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk): «Anasız kız, han soyu olsa öksüzdür gene / Kapandım bak, senin de ölmeden cenazene» -F. N. Çamlıbel. 2. mec. Kimsesiz: «Duvarda bir posta kutusu var / Belki aşk mektupları bekliyor / İçimdeki öksüz daha mı küçüldü / Emekliyor» -H. F. Ozansoy.
ÖKSÜZ = (öksüz nedir; öksüz ne demek; öksüz İngilizcesi) Ahşap yapılarda yatay ve dikey ağaçlar arasına destek olarak çakılan ağaç parçası.
ÖKSÜZ = (öksüz nedir; öksüz ne demek; öksüz İngilizcesi) Anlayışsız.
ÖKSÜZ = (öksüz nedir; öksüz ne demek; öksüz İngilizcesi) Balığın sık av verdiği zamanlarda 1-5 köstekli bir bedenin bir ucu seğirtmeye diğer ucu ise el oltası fırdöndüsüne takılan bir çeşit seğirtme oltası.