Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2423çıplak = nü [öz Türkçe - eski terim]
çıplak = üryan [öz Türkçe - eski terim]
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) 1. Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü. 2. sf. Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak: «Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı.» -E. E. Talu. 3. sf. Saçsız (baş). 4. sf. Üzerinde yaprak olmayan: «Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı.» -H. E. Adıvar. 5. sf. İçinde gerekli eşya bulunmayan: «Ankara tepelerinin birinde, boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında onunla karşı karşıyayız.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. sf. mec. Yoksul (kimse): «Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek?» -N. Cumalı. 7. sf. mec. Yalın, süssüz: Çıplak bir anlatım.
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) 1. Yeniçerilerde günlük hizmete başlamak üzere nöbetle soyunan erler. 2. Tersanede kaptanpaşa hizmetinde baldırları, kol ve omuzlan çıplak bir biçimde giyinmiş, bir çift tabanca ve uzun bir bıçakla silahlanmış olan erlere verilen ad: Küçük Hüseyin Paşa çıplakları.
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) Bir cins balık.
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) Çıplak vücut resmi.
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) Çuval gibi ambalajı olmayan hububat: Arpa çıplak 18.25 kuruşa muamele görmüştür.
ÇIPLAK = (çıplak nedir; çıplak ne demek; çıplak İngilizcesi) Fakir, züğürt olan (kimse).
çıplak = ârî [Türkçe - Osmanlıca]
çıplak = berehne [Türkçe - Osmanlıca]
çıplak = uryân [Türkçe - Osmanlıca]
çıplak = üryân [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words